3 Ocak 2011 Pazartesi

Ve sonunda..Sen gibiyim Ben de artık!..

Durgun denizler gibiyim..

şiddetini kaybetmiş rüzgar,

kesilmiş soluğu fırtınanın,

veya çok yaşlanmış bir ağaç..


zaman,mekan hep aynı..

hatıralar,siluetler aynı..

kokular aynı,

korkular da..


öylece geçiyor saatler

içini kemiren ama öldürmeyen,

yıllarca acı çektiren bir veba gibi Aşk..

aşk gibiyim..

ağır,hasta ve dokunaklı..


Gözlerin feri kaçmış,

uykusuzluk müdavimin

ve bir ruh,

odanda

çırpınıp duran bir perde

gece kadar karanlık yalnızlık

boş bir şarap bardağı ve biraz tatlı

birkaç yudum su, ılık ve sakin

çaresizliğin haykırıyor

-dört duvar arasında_

öyle ki;

ne yapmak istesen yapamıyorsun

........

insanız,susuyoruz

konuşmak yoruyor

cansız birer kukla oluyoruz bazen

başkasına  muhtaç ruhumuz

insanız..

geçiyor zaman

büyüyoruz..

yalanlar söylüyor dilimiz

burnumuz uzuyor..


toprak kokuyor halbuki bir yanımız


zaman geçiyor

yalnızca yeri değişiyor

hayattaki rollerin

her film mutlu sonla bitmiyor


Çoğal(a)mıyoruz

-kimse çok değilken-

herkes az olabiliyor hayatta

kayboluyoruz ara sıra

yitirdiklerimiz gibi

......

insan kalbi ne kadar dayanır ki buna?!

azalan ayak sesleri

çoğalan kalp sızısı

düşünce krizleri..

aldığın nefes gibiyken

ya yalnızsa artık o kalp

yarım nefesle yaşanır mı?!

...

Ve..

Geçti zaman

yoruldu beden

gözyaşları kurudu

ve daha da kuruyacak

ruh yalnızlığa soyunacak

beden alışacak acının raddesine

üşüyecek elbet hayaller

umut yitirilmedikçe

hep bir nedeni olacak hayatın..

Bu böyle..


Artık ikimizde az şeyiz

çoğalamıyoruz aşka

yitirilen zamanın sonunda

mücadeleden yorulan

 Ben,

Sen gibiyim artık

sonunda..


Hiç yorum yok: