18 Ocak 2011 Salı

Bir adım daha öteye..

yalnızlıkla birlikte

koştukça yorulmuş,

düşmüştüm..

yenilmiştim..

sayamadım geçen zamanı

ve adımlarımı

koştukça koştum

ama zamana yenilen tavşan hikayesi gibi

yenilmiştim

düşündüm sonra;

nasıl olur da yenilirim zamana?

hızlı koşmamdan olabilirdi.



hayalerimizin peşinden koşarken

bir adım daha yeniliyorduk  kavgalarımızda

kayıplarımız hiçkimsenin umrunda değildi


kendime koşuyordum hızlı hızlı, şimdi yoruldum

düşmüş de olabilirim çoktan

düşünüyorum zamanın bir diliminde

karanlık odamda

karanlıkta kaybolmak acı verir insana,daha da yalnızlaştırır çünkü

dalıp gider gibi yani

bir anda kendini çook uzakta sanırsın

şarap şişesinden bir yudum daha alırken

uzaklara katılırsın

gitgide artan sessizleşen yalnızlık gibi

içinde yaşarsın

oysa içimizdedir ağlayan kan

sen kadar eksik ben


keskin bir soloyuz hayatın perdelerinde

hayaller hayal değil

gözyaşları ıslak değil

hayat yangınlarında..


ama

fırtınalar kopmadan

yollar ayrılmadan

gün gece olmadan

ötesinde sessizliklerin

yalnızca aşk var

bir adım daha kendimizden

ödünsüz,ödülsüz ve derin

bir nefes kadar..


ve bir adım daha ötede

yüzümüz eskimeden

korkular büyümeden

olalım kendimizden

bir koşu daha yorulmadan

içinde hayatın

yalnızca aşk var

sitemsiz,engelsiz ve yakın

bir bakış kadar

...



Hiç yorum yok: