31 Aralık 2013 Salı

Happy New Year & Happy Birthday :)

Gecen yil ömürden mis :)

Gectigimiz yillara baktim da 

söyle bir;

Ne cok üzülmüs, aci cekmis,

Ne cok kosmus yipratmisim kendimi!

Degmeyecek insanlar  ve olaylar icin..

Simdi dönüp baktigimda kendime kiziyorum 

Cookk mutluyum :)

Coook ta huzurlu :)

Allahima cok sükür sevdiklerimle

saglikli huzurlu bir yildi 2013 

ve 2014 ten de beklentim cook :)

Cok güzel olucak!..:)

Tüm dünya icin, Ülkem icin,

Ailem ve sevdiklerim icin

güzel mutlu huzurlu bir yil olsun 2014 herkes icin :)

Bu sene
hayatımda hiç olmadığı kadar 
cok kendimi sevilmiş hissettim
buna vesile olduğunuz için 
hepinize çok teşekkür ederim!

iyi yıllar :)

Haydi dibine kadar eglence!..:)))

28 Aralık 2013 Cumartesi

karalamaca

Çalışan, çalışmaya hazırlanan, 

okuyan, yazan herkese kolay gelsin.

 (Yazmak ve bir noktada defteri kapatıp,

öylece durmak... güzel!..)

İyi geceler!

26 Aralık 2013 Perşembe

recommend..

Başkalarının yolunu kapatmak için

harcadigin enerjiyi 

kendine yol açmak için 

harcarsan sen de bir yere varabilirsin.

25 Aralık 2013 Çarşamba

tired but happy :)

Yoğun bir günün ardından

yorgunluk kahvesi :)

İnsanın ofisinin ışıl ışıl bir caddeye bakması müthiş keyf :)

Herkes nişantaşı sokak partisine 

hazır, belli :)

Herkes pastanın olduğu yerde

dileklerin altında

'hayat değişir yeni yılda'koltuğunda 

resim çekilmekle meşgul :)

ışıl ışıl bir cadde ve gülen yüzler :)

keyifle izliyorum!..:)

Sevgili dostum Nihan Akın ve menajeri Şennur'cum ile keyifli bir akşam sohbeti :)

ardından street party :)

akaretlere :)

haydi bakalım azıcık mola :p

eğlenme vakti :)













keyfe keder :p

İyi müzik, iyi kitap, iyi kahve, iyi dostlar… 

Yoksa ne anlamı olurdu hayatın?


:)

24 Aralık 2013 Salı

disgusting!!!

kadın yada erkek farketmez

basit insanlardan nefret ediyorum!

Bir Ankara akşamı karalamacası..

Hava çok soğuk..

Isınmak için sıcak bişiyler istedim

Sahlep..

Üzerinde tarçın ve kokusu..

Buzz gibi bir Ankara akşamı..

Canlı müzik olan bir yer fakat henüz

program yok

Gençlerin takıldığı hoş bir mekan..

farklı insanlar..

farklı düşünceler yaşamlar..

Biraz daha sıcak..

derken şömine yanında buldum kendimi

biraz daha iyi..

gecip giden son iki yılın ardından

sonunda biraz boşalttım kafamı..

gereksiz anılar insanlar

yüreğime kazınan acılar

mıh gibi tutuğum cümleler

bazılarının sahipleri adım gibi eminim

bu durumdan memnun

ama inadına karma uyguladım

inadına umursamadım

kötülüğe iyilikle yaklaşmak veya 

sırf onlara inat olsun diye değil belki ama

biraz daha çok kendime yer acmak için

daha derin soluk almak

kendime ait kısımda huzurlu olmak için..

insanların dediklerini dinledim..

yaftaladıklarını..

havadan sudan konuşur gibi dinledim

öfkelensem de içten içe..

sükuneti elden bırakmadım

biliyorum çünkü kötü olursam çok kötü

olur dünyayı yıkarım başlarına

çünkü niyet kötüyse zaman, mekan, insanlar değişebilir ama arkadan konuşmak ile bir insanı öldürmek arasında fark olmayabilir benim için

Oyüzden o kadar iyiye endeksliyim ki
kötü halimden ben bile korkarım!

ama iyi insan olmak öğretilmişti bana

ve yolumuz belliydi!

onların önüne koydum dediklerini..

onlara sordum söylediklerini

sadece masanın ortasına atıp

insanların tepkilerini izledim

hareketlerini tavırlarını gözlemledim

o cümleyle ilgili yorumlar yaparlarken

ya da yapamazlarken

izledim

yüzlerini inceledim

utanma ve çekinen suratlar

özür dileyen bakışlar..

...

yazı yazarken gelmeyen arka plan

şarkısı 

orada devreye girdi

bazen denilenleri duymamam için

çok çaba harcamam gerekti

anlatılanları anlamamak için uğrastım

tersi çok kötü olacaktı çünkü

çalıştım..

çok çalıştım..

tatilde kumsalda yatarken

sahilde bira içerken

uzanmış yatarken dans ettim

kulaklarımı tıkadım

çalışırken saati unuttum

deli gibi çalıştım

ne zaman aklıma olumsuz birşey gelse

göğsüme bastırdım

yüreğimde erittim

pozitif birşey koydum yerine

kitap okudum

çok okudum

satırların arasında kayboldum

insanları izledim

ne zaman bana bakmasalar izledim

miyop bakışlarla

gözlerimi kıstım

kaçamak ama derin gözlem

baktıklarında da gülümsedim

insanlar korkmasın benden diye

tebessüm mimiklerimde..

inadımı ceplerime koydum

gururumu kimsenin ulaşamayacağı

bir yere

kalan herkesi ve herşeyi de zemine..

parkelere dizdim tek tek

üstlerine basıp geçmeyi

istedim

hem de çok

ama arkama göz ucuyla

dönüp baktığımda 

canımı yakmasınlar diye

yine parmak ucuyla yürüdüm


-evet hoşgörü herşey ama laftan anlamayanın hali kötektir sınırında
malesef hiçbirşey :p -



hayat macera dolu bir serüven

meşakkatli herzamanki gibi

biraz da eğlenceli

ee o zaman haydi eğlenelim ;)
















23 Aralık 2013 Pazartesi

22 Aralık 2013 Pazar

kısa bir mola :)

Geçen hafta konyada -15 te dondum,bu hafta Antalya'da +19 derecede yüzüyorum,deniz,havuz,spa keyfi :p çatlıycam derece farkından azkaldı :)

Güzel havayı buldum değerlendiriyorum 

Hem ziyaret, hem ticaret :)

Her ne kadar yazın durulamayacak kadar
kötü sıcağı ve yüzey şekli olarak dağınık
bir il olmasından dolayı pek tercih ettiğim bir şehir olmasa da gezdim, gördüm, eğlendim ama benim için ideal bir kent değil malesef

Ege'yi yeğlerim Akdeniz'e :)

Ama Side başka!

Tek geçerim!

Her zaman söylerim antalya'da
tek beğendiğim yer..

Havası denizi süper ..

git git derinleşmeyen deniz..

cafeler mekanlar ilginç

Tarih kokuyor her yer..

Harika!..


Yalnız Antalya = Rusya

Bizim turist olnamıza az kalmış, net :)

Merkezde side de konyaaltı kemer..

cafe, carsı vs nereye gittiysem heryerde

dikkatimi çekti

Hemen hemen her Türk erkeğinin yanında bir rus bayan, tersi de var az da olsa..

Otel, cafeterya sahibi bile rus

Gelmişler, evlenmişler, iş açmışlar
Çocuklarını türk okullara yolluyorlar

Türkçe öğrenmişler

Direkt Rusya'nın eyaleti gibi :)

Vize de yok. 

Haricinde totalde keyifle zaman geçirdim

dinlendim, huzur çektim içime

istanbul da yoğunlukta bana yetecek kadar! :)

21 Aralık 2013 Cumartesi

'me' time :)

huzurun koynunda olmak

böyle bisiy..

hava miss..

sessiz..sakin..

günes hala var..:)

havuz ve spa keyfi :)

kemer sahil süper.,

sahilde kosup enfes bir kahvalti

ve ardindan yola cikmaya..

Ee biraz da sightseeing di mi ama :)

Sevgiler:)




12 Aralık 2013 Perşembe

freedom!

Ancak kaybedeceğin onca şey olmasına

rağmen, mütemadiyen risk alıyorsan ve

ne olursa olsun geri adım atmıyorsan

ÖZGÜRSÜN!..

9 Aralık 2013 Pazartesi

8 Aralık 2013 Pazar

Alayına tınnn!!!

Bu ne arkadaş?! 


siyaset paylaşma, din paylaşma, 


futbol paylaşma, işini paylaşma,


fotoğraf paylaşma, acı dert paylaşma, 


mutluyken paylaşma... 


O manasız bu manasız..


ne paylaşcaz arkadaşım aa?! 


Yıllardır hep açıksözlü biri oldum, 


bundan da hiç vazgecmedim, 


sevmediğim zaman sever gibi yapmadım,


hatta 'bir bayandan beklenmeyecek kadar


cesaretle duygularını paylaşıyorsun!'


dönütleri alıyorum!


Ne hissediyorsam ne düşünüyorsam paylaşıyorum, 


bundan da mutluluk duyuyorum!!! 


Sosyal paylaşım sitesi burası, 


anlamayan çıksın aaa!!! 


attırmayın tepemi!!!

Günün sözü

Olaylar, zaman ve eylemler değişebilir..

Niyet kötü ise, dönemine göre birini

öldürmek ile birinin arkasından konuşmak

arasında fark olmayabilir!

7 Aralık 2013 Cumartesi

min. brain, max. ego :p

senin milyonlarca düşüncen,

işin gücün yorgunluğun varken, 

dünyanın sadece kendi etrafında 

döndüğünü sanan ve 

kendini dev aynasında gören 

insanlar bi tükense!!!..

cümlede anlam :p

'Sen zaten nitelikli ve güzel bir kadinsin, 


süslenmene makyaj yapip giyinip eventlerini 


paylasmana gerek yok' cümlesindeki


 'kiskanc kadini'  bulun!..:p

5 Aralık 2013 Perşembe

Kızılırmak ve Son Tango

Masalsı bir müzikal!

Kızılırmak..

Devlet Tiyatroları cevahir sahnesinde..

Çok başarılı ve güzeldi!

Emeği geçen herkese teşekkürler!

'Ewet rüzgar esmeden uğuldamaz orman'

Sakın, 'anlamazlar, uğraşmaya değmez'

demeyelim..Sabırla,azimle inandığımız

şeyleri anlatmaya devam edelim ki orman

büyüsün..

Eğer oluşursa o orman, sadece esmesi 

yeter!


...

Azim ve inanmanın ne olduğunu öğreten

masalsı bir müzikal!


Tebrikler!..

'Son Tango' ise daha lezzetliydi!

Aslında Arjantinde geçsede olaylar

cunta dönemi ve yaşananlar

insanların yaşama coşkusu ve hayata

tutunma arzusunu çok güzel işlemişler

Ülkemizde yaşanmış aslında siyasi bir 

geçmişe de dokunuyor

evrensel bir konuya değinmişler netice de

Darbe sonucu bozulan ülke ekonomisi ve 

siyasi değişimin gençler üzerindeki etkisini

İşliyor..

Emeklere sağlık!

Kesinlikle tavsiye ederim diycem ama

masallah artık tiyatroya ilgi büyük

Hiç boş yer yoktu :)

Sevindirici durum bu!..:)

Yine de kaçırmayın derim

İyi seyirler!

26 Kasım 2013 Salı

!!!

Tek bir kadına ait olmayı göze alabildiğin zaman erkek oluyorsun!!!..

25 Kasım 2013 Pazartesi

cuk!!!

Biri sizi bir defa aldatırsa suç onundur,

İkinci defa aldanırsanız bilin ki suç sizindir!

Hele defalarca herkesi aldatmayı huy 

edinmişler var ki;

evlerden ırak!!!!

Kaçıınnnn!!!

24 Kasım 2013 Pazar

I love working :)

İş keyfi engeller ama farklı keyifler getirir..

İş hayatını ve çalışmayı seviyorum.

Çünkü her gün taze bir 
macera!..:))

Haydi bakalım yorucu bir günün ardından

dinlenmek gerek..

İyi geceler!..:)

20 Kasım 2013 Çarşamba

underline sentences -by Erich Fromm

Bütün agir psikolojik rahatsizliklarin temelinde Narsizm yatar

Narsist nedir?!

Narsist kelimesi, narsistik kişilik bozukluğu olan kişileri nitelemeye yarayan sıfat olarak kullanılmaktadır. 

Halk arasında kendini beğenmiş kişilere kullanılan terim olarakta bilinmektedir

Narsist kişiler her zaman, tüm ilgiyi kendi üzerlerine çekmeye çalışırlar, sürekli her konuda kendi laflarının geçmesini isterler. 

Narsist kişilerin her zaman amacı en mükemmele ulaşmak, toplumda parmakla gösterilen nadide insanlardan olmaktır. 

Narsistler kendilerini her zaman büyük bir özveriyle en ufak ayrıntısına kadar mükemmele ulaştırmak için çalışır.

Bu şekilde sadece ilgiyi kendi üzerinde toplayan narsistler başka insanları görmezler, onların haklarına saygılı olmazlar.
Kısaca iş birliği gerektiren işlerden her zaman kaçınırlar. İş birliği yapamazlar.

Narsistler başkalarının hak ve gereksinimlerini göz önüne almadan kendilerini öne çıkarmaya ve her şeyi istedikleri gibi yönlendirmek için baskalarından yararlanmaya çalışırlar. 

Gerçek dışı güç, para, başarı, güzellik ya da ideal aşk fantazileri geliştirirler. 

Hiç bir zaman doymazlar. 

Bunun sonucunda kendine önem verme duygusunun yerini depresyon ve değersizlik duyguları alır. Çünkü sergiledikleri bu üstünlük tavırları derin bir güvensizliği gizler.

Narsist insanlar eğer bir şeye ulaşmak isterlerse o şey uğruna başkalarınının haklarını hiçe sayabilirler. Çünkü narsist insanların istekleri her şeyden öndedir. 

Narsistlerin bir diğer özelliği de şöhret ve para uğruna herşey yapabilmeleridir.

Narsistlerin özellikleri nelerdir?

1- Egoist insanlardır. Dünyada sadece kendilerinin olduklarına inanırlar.

2- Kendilerini başkalarının yerine koyamazlar. Empati yapma özelliğine sahip değillerdir.

3- Şöhret, para ve toplumda üst düzey bir yerde olma gibi hayalleri vardır.

4- Başarılı insanlara karşı kin beslemek ve nefret duymak.

5- Eleştiriye açık olmama durumu.

6- Eksiksiz yaratıldığını, mükemmel olduğunu düşünmesi.

Narsistliğin belirtileri nelerdir?

1- Kritize edilmeye karşı öfke, utanç ve aşağılanma hissi duyar.

2- Kendi çıkarları için başkalarını kullanır.

3- Sadece kendini düşünmek.

4- Yeteneklerini ve başarılarını abartır.

5- Başarı, güç, güzellik, zeka yada ideal aşk ile ilgili fantaziler kurar.

6- Başkalarının kendisine farklı davranması gerektiğine dair beklentiler.

7- Sürekli insanların dikkatinin ve beğenisinin üzerinde olmasını beklemek.

8- Başkalarını kıskanmak ve haset etmek.

9- Aşırı gurur ve mükemmel olduklarına dair inanç.

10- Suçunu kabul etmez yada eleştiriyi kaldıramaz.

11- Fedakarlık yada iyilik yapmaz ama gösteriş amacı ile küçük davranışlarda bulunabilir.

12- Empati yapamaz.

13- Herşeye hakkı olduğuna inanır.

14- Yüzeysellik.

15- Sürekli şöhret, zenginlik ve başarı hayalleri kurar.

16- Dikkat çekmek, ilgi odağı olmak ve övülmek arzusu.

Kişinin narsisist davranışlar göstermesi neye bağlıdır?

Narsisist kişiliğin altında, paradoksal olarak, derin bir kendine güvensizlik yatar. 

Nitekim bu kişiler çok alıngan, eleştiriye oldukça tahammülsüz insanlardır. Şuuraltı bu kendine güvensizliği bir nevi bastırarak kendini aşırı beğenen insanı üretir. 

Narsisistler ayrıca empati kuramayan, başkalarının duygularını anlayamayan kişilerdir. Kendine güvensizlikle başkalarını anlayamama birleşince, narsisistik kişilik gelişir.

Narsisist davranışların eğitim ile bağlantısı var mıdır?

Narsisistler övgüyle beslendikleri için, çok çalışırlar. Dolayısıyla hayatta başarı kazanma, iyi bir yere gelme ihtimalleri yüksektir.

Başarı, kendini beğenmişliklerini iyice besler, böylece narsisistin yakın çevresiyle ilişkisi iyice bozulur. Parlak bir statüsü olan, ama yalnız bir insan vardır tepelerde bir yerde. Çalışkan olmayan, başarı kazanamayan narsisistlerin de hayatları kötüdür, çünkü çok ihtiyaç duydukları övgüyü bir türlü elde edemezler.

Narsisist kişiler çevresine zarar verirler mi?

Önemli özelliklerinden biri empati eksikliğidir. Başkalarının duygularını anlayamazlar. Zaten başkalarını önemsemezler. Başkaları, ancak kendilerini övmek, onaylamak için vardır. Bu yüzden yakın ilişkileri; evlilik ve yakın dostlukları sürdüremezler. 
Fedakarlığı hep başkalarından beklerler, çünkü onlar uğruna her türlü fedakarlığın yapılacağı insanlardır. 

Vermezler, alırlar. Aşkta bile, beğenilmek için vardırlar. 

Başkalarının hakkını çiğnemekten çekinmezler, hatta hak çiğnediklerinin farkına bile varmazlar, zaten her şeyin kendi hakları olduğuna inanırlar. 

Çıkarcıdırlar.

Narsistliğin tedavisi nasıldır?

Narsistik kişiler genelde psikoloğa yada psikiyatriste kişilik problemleri dışında başka sorunlar için gelirler.

Genelde başka insanlar ile yaşadıkları problemleri kendi davranışlarının bir sonucu olarak düşünmezler aksine dış etkenlerin yada o insanların hataları sonucu olduğuna inanırlar. 
Bu kişiler çoğunlukla duygusal problemlere tahammül edemezler ve depresyon yaşadıklarında terapiye gelirler. Çoğunlukla gerçekler ile hayalleri arasında fark olduğunu gördüklerinde yada mükemmel olduklarına dair inançlarını sarsacak bir kriz yaşadıklarında (eşlerinin terketmesi, iş kaybı gibi) depresyona girerler.
Terapiye girmek genelde bu kişiler için zor olabilir çünkü yardıma ihtiyaçları olduğu fikri onlar için aşağılayıcı bir olaydır. 
Fakat ciddi bir kriz yaşıyorlarsa, kendilerine olan güvenlerini kazanmak, mükemmel oldukları inancına ve fantazilerine yeniden kavuşmak için tedaviye gelebilirler. 

Kendileri hakkındaki düşünceleri, geçmişleri, şu anki durumları ve tedavinin ne için gerektiği konusunda ki fikirleri itibarlarını yükseltme arzusu ile çarpıtılmıştır. 
Dolayısıyla gerçeklere dayalı yorumları redderler ve yeterince egoları beslenmezse terapiyi bırakabilirler. Dolayısıyla belli bir ölçüye kadar kişinin gururunun okşanması tedavinin devamını sağlamak açısından önemli olabilir.
Psikoterapi başkaları ile ilişkilerinde daha pozitif ve faydalı şekillerde davranmayı öğrenmesi, kendisi ve başkaları hakkında daha gerçekçi düşünceler geliştirmesi açısından faydalı olabilir, fakat doktorun hasta ile oldukça dengeli bir iletişim geliştirmesi çok önemlidir.


*** bu yazı =(eşittir) diyip adını yazabilceğim insanlar tanıdım!

Bu gecelikte bu kadar 

Fonda 'somebody that I used to know'

Haydi bakalım iyi uykular!..


15 Kasım 2013 Cuma

happiness..:)

Gülüşünden herkes öpmek ister, 

ama ağlayan yerlerinden kimse öpmek istemez. 

Sen sen ol, gülüşüne aşık olana değil, gülümsetene aşık ol ..

5 Kasım 2013 Salı

4 Kasım 2013 Pazartesi

Adam olmak!..

Erkek olmak doğuştan gelen bir alın yazısı olsa da,adam olmak her erkeğe nasip olmuyor!..

30 Ekim 2013 Çarşamba

28 Ekim 2013 Pazartesi

Don't be jealous :p

Kem gözlerden, hasetlikten, haset insanlardan, olumsuz herseyden ve herkesten uzak..🙏

Sen koru yarabbim!..

Kiskanc ve ilkel insan karsisindaki

kendi gibi sanirmis?!

Belki baskalarinin mutlulugundan, basarisindan, hayatindan o kem gözlerinizi cekerseniz Allah'im size de verir!..himmm?! :)

Hala kasinanlar varsa hic keyfimi bozamam, kafa dinliyorum

Ziya pasa nin bendi de benden hediye;

Ayinesi istir kisinin lafa bakilmaz

Sahsin görünür rütbe-i akli eserinde

ve yine der ki ;

Nush ile yola gelmeyeni etmeli tekdir

Tekdir ile uslanmayanin hakki kötektir!


Haydi bakalım :)





16 Ekim 2013 Çarşamba

my dream place

Her ne kadar bir vejeteryan olarak bu bayrami ve rituel haline gelmesini onaylamasam da bayramlar birbirimize yakınlaşmak yardıma muhtaclara el uzatmak etrafımıza daha duyarlı olmak adına önemli günlerdir 

fakat anlamini maksatini asan sekilde rituel haline gelip hunharca hayvan bogazlamak ve telef etmek seklinde uygulanmasini onaylamiyorum!..


Bayram boyunca yokum oyüzden

Yazmadığımda gözaltına  alındığımı düşünen dostlar; merak etmeyin canim memleketim ege mde huzurun, sessizligin, hala günesli günlerin ve zeytinyaglilarin tadini cikariyorum :)
Cesme, ilica ve alacati sonrasi Urla seferihisar tabiki :)

Zeytin'i hic bu kadar özleyecegimi düsünmezdim:)

Deniz börülcesi, patlican közü, domates ezmesi sahane :)

Cennetten Sevgiler :)








13 Ekim 2013 Pazar

#1yılda80kitap

Cumartesi günü 

Son gün tatilden önce bir istanbul keyfi yapayım dedim

Beyoğlunda alışveriş yaptım

caddede yürüyorum

Robinson Cruise bookstore

beyoğlunda her ne kadar zor sartlarda 

ayakta kalmaya calissa da, kitabevinin 'bizi kurtarin' icin

sectikleri yollar hic etik degil ama 

yazarlarin Robinson Cruise'u

kurtarma cabasi takdire şayan!

Tabı ki kapanmasın, hep yasasın kitabevlerı

Hele en sevdiğim Robınson Cruıse'un ayrı bır dokusu ruhu var.

Yine ugrayıp kitap alıcakken kitaplarını zevkle okuduğum

Murathan  Mungan ın imza günü var :)

Double mutluluk :)

Okumadıklarımdan seçip iki kitap imzalatıyorum 

ve kısa bir sohbet..:)

Asmalı mescite doğru giderken Beyoğlu 7.sahaf festivali var!..:)

Hazır günü kitaba ayırmışken sahafları gezmemek olur mu?! :)

Miss...:)

Bana alınabilcek en mutlu edicek hediye sanırım, kitap :)

Keşke kitaba, okuyup bilgilenmeye daha önem veren bir toplum olsak!. 

Ona da bakayım, buna da bakayım derken sahaflarda kendimi kaybettim resmen

 Buarada bir sohbette ilkokulda okudugumuz cin ali kitaplarının tüm

serisine sunulan parayı duyunca dudaklarım uçukladı?! 

-Ahh anne ahh, kim bilir benimkiler nerde şu an?! :p

Saat sekize geliyor yeter artık acıktım

diyerek kendimi beyoğlunun en leziz yemek yapan yeri olan ve benim keyifle
yemek yediğim ender yerlerden olan fıccın'a  attım:)

İlerlerken caddede çocukken çiğdem almak için
sıraya girdiğim, kuruyemişlerini incirini özlediğim, hatta istanbul'a ilk geldiğim yıllar özleyip kargoyla -pardon çiğdem deriz biz çekirdeğe :) - çiğdem yollattırdığım Ege'nin simgesi Tuğba Kuruyemiş'i şubesini beyoğlunda açıldığını gördüm :)

Ailemden birini görmüş kadar sevindim resmen :))

Aydın yada izmir de cocukluğu gecen yada yasayanlar
ne demek istediğimi nasıl duygularda olduğumu anlamışlardır!

Çünkü istanbuldakilerin Tadımın hazır sürüm cekirdeğinden baska cekirdek tadtıklarını pek sanmıyorum

İçeri girdim tabi ki,hemen inceledim :)

Merak ettim o ruhu bulabilcek miyim diye ?!

Aynen ege sıcaklığını, insanının dostane yaklaşımı mevcut :)

yanıltmadılar beni :)

Orda nasılsa burda da öyleler..

Tek fark bizim bulvardan caddeden o kadar insan geçmiyor :)

Çok mutlu oldum :) 

Onca zaman her memlekete gittiğimde 'niye istanbulda yoksunuz'

diye diye sonunda başardık :)

 işallah hep böyle devam eder :)

İstanbullular belki pek bilmez ama şu an kurumsallaşmış her yerde şubesi olan Özsüt egede ilk başlamıştır ve bizim buluşma yerlerimizdi bu mekanlar..

Bolulu Hasan Usta da öyle..

Pek mekan yoktu ve bu mekanlar tekti o zaman, sonradan yaygınlaştılar

Kimse bilmez..

İzmir kemeraltında tek şube sonrasında katedilen yollar ve şu an her yerde olmaları bize gurur veriyor :)

Ege de çok fazla mekanın olmadığı yerlerde tek dükkan olarak bildiğimiz çocukluk gençlik anılarımızın temsili yerler şu an kurumsallaşınca seviniyoruz :)

Tuğba Kuruyemiş te öyle özeldir bu yüzden!..

Fıccın'a geldim

yemeklerimi söyledim, tıka basa doydum :) 

herzamanki gibi keyifli ve lezizdi!

ardından kafa dağıtma zamanı

Kafe pi, sohbet, muhabbet  ve müzik

her ne kadar keyifli geçse de   zaman,

error verince vücut 

istikamet home home sweet home :)

Tatilden önceki son günümü de keyifle noktaladım :)

Mis gibi kahvemi yaptım

Tabi imzalı bir kitap candır! :)

Haydi o zaman time to read!..:)











11 Ekim 2013 Cuma

Çocuklarımız

Birinci fotoğraf Katolik kilisesi'ndeki pedofili vakalarını, ikinci fotoğraf;Tayland da turizmde seks işçisi olarak çalıştırılan çocukları, üçüncü fotoğraf; Suriye'deki çocuk savaşçıları;dördüncü fotograf; organ mafyasinin her gün katlettigi yüzlerce cocuklari, besinci fotograf; Amerikan silah yasasi nedeniyle silahlanip, katliam yapan cocuklari ve altinci fotograf; fast food sektörünün obezitenin kucagina biraktigi cocuklari temsil ediyor..

Cekin pis ellerinizi cocuklarimizin tertemiz dünyasindan!. 

26 Ağustos 2013 Pazartesi

Günün sözü

Sizi gülümsetebilen insanların peşine takılın, çünkü sadece bir gülümseme karanlık bir günü aydınlatabilir.

 (Moliere)

18 Ağustos 2013 Pazar

miss much!..:)

Havaalanından almaya geldığınde arabayı yolun ortasına bırakıp seni kucaklayan adam,adam!

31 Temmuz 2013 Çarşamba

28 Temmuz 2013 Pazar

...

"ben ipsiz uçurtma sense kırlangıç fırtınası,
  söyle...!

  nereye kadar ?! ''

26 Temmuz 2013 Cuma

lunch break :)

Mutlu olmak için: 

Mutluları bul, mutluluğu seç,

sosyal ol, bugünü yaşa, sevdiğin işi yap, organize ol, 

kendin ol, mutluluk topla!..:)

Net!..







24 Temmuz 2013 Çarşamba

karalamaca..

Yıllar sonra anladım ki;

Öyle bağırıp çağırmaya gerek yok..

Sesini duymak isteyene bir fısıltın yeter!..


6 Temmuz 2013 Cumartesi

more than honey..

Normalde 'baldan fazlası' olan orjinalini

baldan acı' diye çevirmeleri cuk olmuş!..

Çok etkilendim,inanılmaz bir belgesel..

sanırım artık bir arı soksa, önünde saygı ile eğilirim :p

Böyle bir defasında da somon balıklarının doğada inanılmaz döngüsüne dair muhteşem bir belgesel film izlemiş ve hayran kalmış etkilenmiştim!..

Yazacaklarımı toparlamaya calışıyorum ama..

tek kelime ile :

Muazzam!..

zaman..

Basit bir adam/kadın 

zamanı nasıl öldüreceğini,

değerli bir insan da nasıl kazanacağını düşünür

Akıp giden zamana set kuramıyoruz..

'Dur' diyemiyoruz

Ve geçen her gün ömürden!..

Bu yüzdendir ki her geçen gün kendini aşıyorsan 

bir adım daha öteye gidiyorsan

Ne mutlu!..:)

Şükürler olsun ki zamanı iyi değerlendiriyorum!..:)

Çünkü zaman hayatın ta kendisi!..


26 Haziran 2013 Çarşamba

kısa bir ara..:)

Bunca gerginlik yeter,

biraz dinlenelim dedik

ve soluğu ege'm ege'm güzel ege'm de

memleketimde aldım-almak zorunda kaldım biraz da-

geçen sefer babamla ilgilenip çok kısa kalıp dönmüştüm

arkadaşlarla papaz olmamak adına ufak bir ziyaret süper oldu

mayısın sonundan itibaren gerginlikten ve yorgunluktan biraz 

olsun kurtulmak ve en sevdiğim arkadasım nilü'm evlendiğinden

ve izmire yerleştiğinden beri bir türlü göremediğimden en sonunda

tak dedi ve kaçayım dedim

insan kendini nereye ait hissediyorsa, ruhu nerde huzurluysa

oralıdır aslında

Bütün çocukluk arkadaşlarım, komşular, akrabalar, eş dost burda..

O yüzden herşey benim için İzmir özellikle seferihisar..

kuzen ve enyakın arkadası ziyaret önce..

iki istanbul aşığı sevdiğim insanı izmire uğurlayıp

benim gibi ege aşığının da istanbulda çakılı kalması nasıl bir ironidir, tanrım :s

gerçi yakında ben de sonunda ege me yerleşeceğim ama :)

Alsancak, Karşıyaka, Konak,güzelbahçe de inciraltı

kemeraltında alışveriş derken bayagı gezdim

İnsan huzur buluyor 

kendine dönüyor

anılarına dönüyor

Hava miss.. sıcak herzamanki gibi ışıl ışıl bir ege yazı

ege de yazları özlemişim bu arada

kordon da yürüyüş..

havada martılar..

denizde balıklar..

gevrek yedim :)

çingene kızlar çiçek satma,

uydurma fal bakma

gevrekçiler gün bitmeden tükensin gevrekler derdinde :)

gün batımını izleyebilceğim en iyi yere oturdum..

Burnumda iyot kokusu..

çocukluğumdan kalan kokular..

yaramazlıklarım..

korkusuzca daldığımız bahçeler..

tırmanıp düşüp dizlerimizi kanattığımız ağaçlar..

iğde kokusu..

hala duran okulum..

tüm ayrıntılar aklımda..

sokaklar..kaldırımlar..evler..duvarlar..

çocukluğum..neşeli ayaklarım..

arkadaslarım..oyunlarım..hüznüm..babam..

ruhum izmir..duygum..sılam..herşeyim!..

ve seferihisar..

yavaş akar hayat burda..

slow city olması bundandır

ege nin incisi.. huzur un adıdır

insanların acelesi yoktur..

düşman gibi bakmazlar kimseye

bir yabancı hemen farkedilir de olsa

yüzlerinden gülümsemeyi ve sıcak selamı 

eksik etmezler..

Özenti olmayan aksine çok doğal insanlardır

tuhaf gelse de domates e 'domat' cekirdeğe 'çiğdem,

simite de 'gevrek' derler

geliver gidiver gari, gibi lafları çoğu yabancıya tuhaf gelse de

bu halka nedense çok yakıştırdığım şiveleriyle konuşurlar

pazarları n da sebze doludur( ot diyelim buraların deyişiyle :) )

her cesit otun lezzetini, kokusunu, seklini ayirt etmek gibi özellikleri

vardır ve sofralarda vazgeçilmez zeytinyağlılar, ot yemekleri..

Bilmiyorum 'tutku' sanırım bu şehir benim için..

Böylesine güzel bir hava ve huzur başka nerede bulunur bilemiyorum

ama günbatımını izleyebilceğim en iyi yere oturdum

canlı müzik var..

yemekler leziz..buz gibi limonata..

rüzgar hafiften yüzümü yalıyor..

ışıl ışıl güzel masmavi bir gökyüzü..

ve ben bloğuma düşerken bu notları

sömürür gibi çekiyorum ciğerime bu kenti..

fonda da tam şarkısı çalıyor :













31 Mayıs 2013 Cuma

ayın güncesi..

Kaç gündür birikmiş yorgunluğu atmış uyandım bu sabah..

inanılmaz attım yorgunluğu, enerjik kalktım denebilir :p

Süper bir kahvaltı hazırladım kendime, çay filan gayet iyiydi

tüm biriken aksilik ve negatif enerjiyi atmak üzere kodlanarak doğruldum bugün :)

çünkü cidden 'bu kadar da olmaz' dedirten bir aydı mayıs ayı..

sonra havaya baktım pncereden.. miss.. güneşli açık bir hava..

sıcağı rahatsız etmeyecek boyutta hafifte rüzgarlı..

elbise giyebilir miyim bu havada diye düşünürken

aylardır didinip durduğum çok istediğim bir gezi nin

iptal olduğuna dair telefon aldım :(

yıkılan hevesler, yerle bir olan hayallerle

boynu bükük işin yolunu tuttum :p

'kısmet' dedim artık napiyim içimden

- yok bu kadar kolay kabullenmedim, merak etmeyin

biraz da sövdüm :p -

yolda gördüğüm çoluk çocuk yaşlı tüm dilencilere

para vererek yaslılara yardım ederek ilerledim

-hayy ben bu quantum' un yaa :p -

güya kötülük ve aksilikleri yardım edip

iyilik ederek set vuracağız yaa :p

cem yılmaz'ın dediği gibi nişasta'nın yanında

satılan kitaptan ne hayır bekliyorsak işteee:))

secret öğretileriyle aksilikleri kovmaya endeksli

sonunda ofise geldim

güldüm geçtim

sakinleştim

özünde sakin bi insanım sonuçta

son bi gün ve ay bitecek şükür

ve ben artık tek bir aksilik dahi istemiyorum

diye içten içe söylenerek koltuğa yaslandım ki masamda

elektrikler gitti geldi gitti geldi

bilgisayar, çay kahve makinası çalışmıyor

telefon şarj olmuyor

görüşmeler bekliyor, basımda organize etmem gereken düğünler

toplantılar ve hazırlıklar var

hayy ben bu şansın.. diyip sövecekken

pozitif düşün, yasanan her aksilik belki de baska bi iyi bişey

için sebep diiyerek olumlamalar kafamda :)

ama ayın basından beri birikmiş bi bıkkınlık var

ayın ilk haftası gemide bir nişan organizasyonunda

gemiye girişte takılıp neredeyse düşecekken

imdadıma yetişen korkuluklar sayesinde ayak şişliğiyle

kurtardık

ortalama bir futbolcudan daha fazla sakatlandığımdan

artık ortopedistimiz mehmet bey;

beni görünce 'hoşgeldin gazi, gene noldu?!' diyor :)

ondan sonraki hafta canım babacagızım rahatsızlanınca

apar topar yanına gitmiş ve üzücü bir hafta geçirmiştim

tam ayy yeter derken döner dönmez bir kokteyl koşturmacasında

tümseği görmeyip takılıp tam bir beyfendinin üzerine düşecekken 

kolumla tutunup zorladım ve 

daha yeni bikaç ay önce ameliyat olduğum 

tam iyileşmeye yüz tutmuş bileğimi incittim

Allahım niye hep beni bulur bu kötü göz mü nazar mı

aksilik mi kör talih mi bilmem ama diye sızlanırken

önüne geliyor bak göze geliyorsun kurban kes diyenler çoğaldı

göze geliyorsun, iş aşk mutlu değil herkes paylaşma herseyi'

diyenlere hakverdim

kurban kes, kursun döktür, okut kendini vs tavsiyelerinden sonra

iyi hoş ta ' ben hayvan a kıyamam, vejeteryan'im, aklıma gelir hayvan

nasıl kesicem, derken

vekaleten biri kessin dediler iyi madem dedik

yalnız bendeki göz mü nazar mı bilmem ama 

bunca olaya deve kessem nafile :)

arada belki herkes böyle şeyler yasıyordur ama

bu ay bende doz aşımı oldu :p

tam bir facia yogunluk ve aksilikler silsilesi

hatta kötü gün diyip artık kendimizi deliye baglayıp

gülüp gectiğimiz günler..

uykum gelmeden yattım hatta çoğu zaman

günü erken noktaladım, tekrar saçma olumsuz bişeyle

karsılaşmamak için :)

Babam'ın da telkinleriyle önce şeb-i aruz turu Mevlana konya gezisi 

 ardından da Hacı Bektaş olmak üzere kısa bir kapadokya turundan sonra

inanılmaz huzur dolu döndüm cidden

Mevlevi ve bektaşi öğretileriyle büyümüş

biri olarak resmen ruhuma ilaç gibi geldi oralar

iyi ki babamı dinlemişim :)

ve iki günlüğüne de olsa ege ye kaçmayı cumadan planlamışken

gecen hafta çarşamba günü bozulan bir yerini yapmaları için

fotoğraf makinamı fotoğrafçıya götürdüm ve persembe almam gerekiyor

cuma yola çıkıcam çünkü

almaya gittiğimde baska bir fotoğraf makinası elime tutuşturmalarıyla

iyice şok oldum

-iyi de bu benim makinam değil!..

- aa öyle mi, bi sn bakalım edelim derken

baska bir müşteriye yanlışlıkla verdikleri ortaya çıktı

- sizi numaranızdan ararız, bir hafta içinde' denilince

- ne diyorsunuz, dedim yarın yola çıkıyorum ben, makinam lazım sonuçta

'off bütün terslikler beni mi bulur' derken

evin yolunu tutmuştum ki

aramışlar taramışlar bir bayan müşterinin eşi gelip

alıp gitmiş, oyüzden makinaya cantaya bakmadan almış gitmiş

gidip aldırıp gelmişler akıllılar neyse makinamı teslim ettiler

niye hiç benim hiç bir işim tereyagından kıl çeker gibi olmuyor

şu bal beni niye hiç bulmaz derken babamın sözleri aklıma geldi

- isyan etme, sınanıyorsun, Tanrı sevdiği kullarını sınar,

belki de hayır var o aksilikler de, iyi bişeye sebep, şükret'

off baba neyse kısmet diyip geçtim

aaa asıl bomba telefonumun camının kırılmasıydı

cnr da evtekstiline giderken iphone mu düşürdüm 

ve camı kırıldı, neyse gelip aldılar vs

yedek tel verdiler

zaten maşallah ederi kadar cam parası istiyorlar( orası apayrı bir durumken)

service iki haftada anca olur diyip kuryeyle yolladılar

ben taksimde bir organizasyon için koştururken

yedek telide tuvalette lavabo da unuttum ve alınmıştı farkettiğimizde

ihtiyacı olan biri tarafından el değiştirdi ' diyelim :)

( buna da böyle olumlu bakmak babamdan geçti )

çünkü babama yedek teli de caldırdım 

diye anlatıyorum tel de üzgün bir şekilde

babam : 

- ihtiyacı varmış demek ki kızım, boşver '

diyebilen bir adam :p

neyseki imei no filan bloke ettirip bulabiliyorlarmış 

ama bikaç ayda

tabi artık yedek tel isteme yüzüm yok

boynu bükük store a girip anlattım durumu

saolsunlar gene ilgilenip baska bir cihaz verdiler geçici tamir edilene kadar

ama bu seferde 15 gün bekledikten sonra nasıl olduysa yine?!

salak teleservice firması karıştırmış paketleri

tamir etmeden benim camı kırık ıphone'u kuryeyle geri yollamış :(

üstelik yanlış store a..

sinirden gülüyorum artık söylediklerinde

kendimizi gülerek kaybettiğimiz anlar..

hayy ben sizin yapacagınız işe diyip

baska service te götürerek hallederiz diyip aldık

ama artık klasiğe sardık :p

bu nasıl bir kör talihse 

net olan hastane randevuları bile

bana gelince muamma oluyor :p

fakat son bir gün bugün,

ayın son günü ve limitim dolmuş bulunmakta!

 ve 

sanırım aylık aksilik stoğunu doldurduğumuza göre

haziran gele hoşgele artık :)