15 Mart 2016 Salı

my little brother ❤️

Biyolojik bağımı bir kenara koydum..
Aynaya bakar gibiyim..Kardeşime bakıyorum..
Erkek kardeşime..

Doğduğu gün dün gibi..
sevimli bir bebekti eve dahil olan.
kısık çekik gözlü, simsiyah saçlı. 
aradaki üç buçuk yaşa rağmen, -o zaman yaşanan kıskançlıktan kaynaklı belki de- akılda taptaze bebekliği..;)
Bir erkeğin ablası olmak zordur
Bir kız kardeş gibi değildir, klasik kıskançlıklar olmaz, aynı elbiseyi giyme kavgası yaşanmaz örneğin..
Bir erkeğin önünde örnek olmak ve ona dünyayı anlatmak zordur..

Beraber geçer çocukluğunuz ama hiç arkadaş olamazsınız çünkü siz ablasınız, o küçük kardeş...
kafadan oyunlar uydurursunuz, "odunculuk" koyarsınız adını ama hep onu sırtında taşıyan oduncu siz olursunuz çünkü o hep küçüktür.

sonra ilkokula başlar ve ikinci öğretmeni sizsinizdir. akşamları ders çalıştırırsınız, yaprak takvimin arkası tahtanız olur. okuma-yazmayı söktüğü an yanındasınızdır, hiç unutmazsınız ilk okuduğu kelimenin "abla " olduğunu.

sonra ortaokula başlar. asidir. sigara içer, inkar eder, kavga eder, dersleri kötüdür, üstüne gelinmesini istemez. arkadaşları her şeyidir. ama o da sizin herşeyinizdir tüm dikbaşlılığına rağmen. 
çünkü o hala küçücüktür.

lisede anneyi babayı çok yorar, hocaları şikayetçidir, kavgalar abartılmıştır, bıçaklanıp geldiği bile olmuştur eve. herkesi üzer, bir başarı beklenmez.ama o en zor anlarda hep ablası yanındadır

kızdırır tüm aileyi, üzer belki zaman zaman..yeri gelir korur kollar yeri gelir bir anne gibi kızarsınız..

gün gelir üniversiteyi kazanır. 
ağlarsınız sevinçten. doğduğu günü hatırlar, daha çok ağlarsınız..

onu severken annenizin sizi kim bilir nasıl sevdiğini tahmin etmeye çalışırsınız, ama akıl sır erdiremezsiniz. daha öte sevgi olabilmesi şaşırtır çünkü sizin ona duyduğunuzun daha büyüğü bir sevgi yoktur size göre.

on dokuz yaşındadır artık ama ortaya hala ödül konur tüm derslerini vermesi için. çünkü o kaç yaşına gelirse gelsin ablasının küçücüğüdür.

Okulunu bitirir mezun olur askere gider, 'güle güle' diyemezsiniz..ikinizde susar sadece susarsınız..

Balkondan el sallarken arkasından su dökersiniz :((

küçüklüğünden beri endişeler taşıdığım o küçük çocuk büyüdü kocaman yürekli düşünceli sorumluluk sahibi bir adam oldu!..

Endişelenirdim hayattan bahsederken ona, ya yanlış bir kelime kullanırsam diye. 
Ya çok öfkelenirsem, ya da çok sevinirsem olağan bir şeye. 
Ya yanlış kitaplar verirsem ona, ya yanlış haberler okursam diye..
Ya dinlerse beni diye çok korkardım
Ya kendi yolunu kendi çizemezse?!..
...

Gün geldi kendi yolunu çizdi..
Muhteşem başarılı yetenekli 
bir ahçı oldu..
Hep çok istediği şeyi yaptı!..
Çok çalıştı, kendini geliştirdi..
Alanında uzman bir şef olarak iki yerde birden çalışıp kendi mekanını açtı ;)

Ve o gün geldi tüm geçmişin bir araya gelmesi gibi karşılıklı kadehler tokuşturuldu :)

Seninle gurur duyuyorum canım benim!

İyi ki varsın! İyi ki benim kardeşimsin!..




4 Ocak 2016 Pazartesi

they say...

İnsanları anlamak zor cidden..

Çok sevdiğim yakın dostum hayatına yepyeni bir yol çizmek ve bir girişimde bulunmak istiyor ve yine aynı tip enerji emen, demoralize eden tipler karşısında anıt gibi duruyor :/

Hayatta en nefret ettiğim insan tipidir 'yapamazsın' cılar, 'imkansız' cılar..
Kendisi oturur, hiçbirşey yapmayan körelmiş bir asalak olarak senin de ilerlemeni, başarmanı, birşeyler yapmanı istemez..
O yüzden herşeyi derler cnm..

'Risk alıyorsun' derler..
'Kafayı mı yedin bu zamanda' derler..
'aman düzenli bir gelirin sigortan olsun yeter' derler..
'öğretmenlik ideal bayan için, napcan boşver' derler..
'küçük semt burası, olmaz' derler
'büyük şehir burası, nasıl yapcan' derler
'zengin bir koca bul, evlen git' ten tut ta 'kır dizini otur evde' ye
kadar geniş bir koridor düşünce engeli ile karşılaşırsın cnm..
derler de derler..
girişimcilikten çok garanticilikten yana bu kafalardan uzaklaşıp
hedeflerine bakman gerekir

Yol ayrımı şurdadır aslında;
İç sesine olan inancınız!..

'Siz neyi istiyorsunuz?! 
ve kendinize ne kadar inanıyor ve güveniyorsunuz?!'
Gereken tek şey bu:
İnanmak!..
....
...

Sonra dönüp arkanıza baktığınızda 'yapamazsın' diyenlere
sadece gülümsüyorsunuz, 
emin olun!..
Sade bir gülümseme..
:)
Sevgiler ;)

3 Ocak 2016 Pazar

flashback ;)

Eveeet koca bir yıl geldi geçti..
Her yıl olduğu gibi yılbaşında insan geriye dönüp bakıp üzüntülerini, sevinçlerini, hatalarını, yaptıklarını, yapması gerekenleri, yapmaması gerekenleri, hedeflerini hayallerini zulada ne varsa 
şöyle bir gözden geçiriyor :) şahsen ben çok yaparım :)

yıllardır yılbaşı benim için özel oldu, hem doğum günüm hem yılbaşı hem de yepyeni umutlarla devam etmek, güzel başlangıçlar yapmak için bir sembol bir gün oldu, bugün sonlanan koca bir yıl, devasa bir arşiv deposu :)

geçtiğimiz 2015 yılında keşfettiğim ve 2016da daha çok yapmayı umduğum şey: 'an' da yaşamak!..
Evet, geçmiş gitti, gelecek belirsiz. 
Yani ne geçmiş ne de gelecek var. 
Sadece "an" var. 
İşte bu yeni başlangıçta "an"da kalmayı becerebilmeyi diliyorum kendime ilk olarak 2016 da!..;)

Benim için kapanış perdesi çok zor bir yıldı. Hem ülkece hem bireysel olarak sanırım gerçekten sınav gibi bir yıl geçirdik..
Bir yandan iş iyi gider, büyür ve şubeleşirken ülkenin ekonomik ve siyasi durumu tüm sektörleri firmaları etkiledi 
ve doğal olarak herkes etkilendiği gibi organizasyon sektörü de etkilendi..
Ama dikeni olduğu için gülden de vazgeçmedim, geçmem de. 
Tüm riskleri göze alarak ilerledik ve devam ediyoruz çok şükür :)

2016 nın benim için uğuru olacağına inandığım iş merkezi işletmeciliği alanında kurduğumuz markamız G'Offices ta 2015 in bizim için uğur böceği oldu :)
 işallah o da çok güzel ilerleyecek ;)

"Olması gerekenler oldu, gitmesi gerekenler gitti..." yi çok duydum can dostlarımdan son zamanlarda.
 Fakat her ne kadar güzel şeylere yer açmak için gidiyor olsa da giden,insanın içinden bir parçayı da söküp götürüyor..
Hani derler ya inim inim inletip..işte öyle gidiyor.. 

Hayatım baştan aşağı değişti bu yıl. Şems'in dediğine geldi "Hayatım altüst olacak diye korkma, Nerden biliyorsun hayatının altının üstünden güzel olmadığını". Aynen öyle..
3 aşamalı zorlu bir seminer sonrası değiştiğimi hissettim..
Nesneden uzaklaşıp maneviyata doğru yol aldığım, daha çok kendime döndüğüm, özüme, içime olan bu yolculukta dileğim gerek dünyanın öbür tarafında olup istersem yanımda bitebileceğini söyleyen, gerek yakınımda olup her an yanımda bitecek olan, yaptığım ve yapma potansiyelim olan hatalarımla beni kabul eden dostlarım, sevdiklerim yine yanımda olsun bu değişim yılımda da.

Farkına vardım ki gerek fikir, gerek olay, gerekse bir nesneye fena yapışmışım yıllardır. Tıpkı olgunlaşana kadar dalına sımsıkı tutunan ham meyve gibi. 
O yüzden bir an önce olgunlaşabilmeyi diliyorum. Çok şeye dokunup gitmek istiyorum. Benimse zaten benimledir, yoksa zaten benim değildir. 

Cama vuran kar tanesi önce yapışır kalır, sonra tek başına süzülerek aşağı akarken diğer damlalarla birleşip büyük bir enerji ile aşağı iner ya işte böyle huzurla akacağım güzellik dolu çok şey olsun istiyorum.

Olgunlaşmak istiyorum da içimde ki çocuğu öldürmeden. 

"müsamaha yılım" diye adlandırdığım yeni yıldan biraz kendim için yaşadığım, ilişkilerimi dengede tutabilme için sabır, yapabileceklerimi keşfedebilmem için enerji, heyecan diliyor kendimden ve yaşadığım her andan keyif almayı seçiyorum. 

Sevdiklerim içinse hayırlısını diliyorum, keyifli, huzurlu bir yıl olsun, aşk olsun!..

Gel şimdi yeni yıl, eskisi nasılsa bitti :) 
Ne sunsa önümüze yedik :) 
Bakalım sen neler sunacaksın bize..;) 
Nasılsa yiyeceğiz dert etme.;)



happy new year & birthday ;)

Eveeeett istesen planlasan olmaz bir günde doğmuşum; annecağızımın yılbaşını sancılar içinde geçirmesini sağlamışım ve yılın son günü dünyaya gözlerimi açmışım işte :)) 
sıradışı bir çocuk olacağım doğumumdan da belliymiş aslında :)
-şu milenyum çocuğuna verilen ödül 82 de verileydi şimdi milyonerdim yaa pehh neyse :))-

'normalde şu tarihte doğmuşum da nüfusta şöyle' muhabbetlerini sevmediğimden direkt söylerim:)

Bu sefer de ' ee niye bir gün için bir yıl aldırmışlar, bir sonraki yıla yazsalarmış' muhabbeti dönse de yıllardır anne ve babam tam doğru yazalım demişler :)

30 yaştan sonra komplekse girenler gibi saklayanlardan değilim; aksine bangır bangır rahatça söylüyorum:
iyi ki doğmuşum ve 33 olmuşum :)))

33 yaşında tanıtım organizasyon sektöründe çokça çalışmış, koşmuş yorulmuş; şimdilerde bir de iş merkezi işletmeciliği alanına el atmış bir kişiliğim..Bu aralar işin şükür kısmında biraz da keyfini çıkarmakla meşgulüm :) ama bilen bilir fena bir işkoliğimdir ve hiçbirşey altın tepsi de sunulmadı bana..kim kimle napmış, o bu nasıl nerdeymiş vs gibi sığ şeylerle uğraşmaz, dedikodu fesatlık kimse ile uğraşmaz önüme bakarım her zaman..
her sabah kalkar 'daha iyi nasıl olabilirim, neler yapabilir nasıl ilerlerim' bunlara kafa yorar uğraşırım..
Gülmeyi, güldürmeyi,paylaşmayı, insanları mutlu etmeyi, film izlemeyi, kitap okumayı ve doğayı çoook seviyorum :) tam bir doğa aşığıyım :)
Tipik bir oğlak burcuyum..azimli dağ keçisi evet..:) 
'imkansız' 'olmaz' lügatımda yok..kafaya koyduğumu yaparım :)
Kalp kırmaktan ve yanlış anlaşılmaktan korkarım..
Çekirdek bir ailem ve beni seven insanlar var; mutluyum :))

Bugünlerde bir kez daha şükrederken her zaman yanıma olan koruyucu meleğime, aileme,dostlarıma, arayıp soran, kutlayan tüm arkadaşlarıma;
bunca işin gücün yoğunluğun yılbaşı organizasyonlarının arasında doğum günüm için süpriz yapan ekibime dostlarıma ve bugün inanılmaz güzel bir atmosferde çok güzel bir süpriz yapan @mosnişantaşı ekibine, sosyal medyadan, msjla, arayarak doğum günümü kutlayan herkese çooook çooook teşekkürler :)))

Beni çook mutlu ettiniz:)

2016 (çift sayı uğurludur her zaman) herkese önce sağlık, huzur, mutluluk, başarı ve şans getirsin! :)

Ülkeme ve tüm insanlığa barış ve huzur dileklerimle!..

MUTLU YILLAR!..:)))