2001 yılından beri çalışıyorum..
Ülkede iş hayatının bildiğim çetrefilli dokusunun
artık daha da ayaklar altında olduguna dair
inancım yükseldi..
sanırım herkes de bunun bilincinde..
kendini herşeyi bilen diye nitelendiren, sürtünerek bir yerlere gelmiş,
egosu tavan ama aslında yetersiz bu kişiler özellikle
gençleri meslekten soğutma / iş hayatında
demoralize olmasını sağlayıcı hareketlerde bulunmak için
hiçbir fırsatı kaçırmıyorlar..
12 yıldır bu zorlu yolda çok düştüm, çok yoruldum,
çok kalktım, pek çok insanın bir gün dahi dayanamayacağı
şekilde çalıştım. -iç ses- süründüm resmen :p
Her sektörde hemen hemen aynıdır
Rahat yüzü görme imkanınız pek azdır
Hele organizasyon sektöründe..
Sosyal hayatınızı, özel hayatınızı, hatta ve hatta ailenizi
bile hiçe saymanız beklenir yeri gelince..
Hasta olmak, doktora gitmek gibi en basit insani şeylere bile
tahammül yoktur bu çalışma düzeninde..
Ama hiçbirşey yıldırmamıştır sizi bu zamana kadar.. yıldırmaz da..
Azimli olmanız görülmez de başarınız kıskanılır..
En ufacık bir hata yada olumsuzlukta eline taşı alan atar..
Günah keçisi olursunuz..
Hırslı (hırs ?! dedim dikkat, azim başka bişiy)
çalışma arkadaşlarınız tarafından
suçlanmanız, kıskanılmanız için
en ufak insani bir yorumunuz yeter..
Herkes sürekli psikolojinize oynar..
Kendinizden başka kimseyi düşünmemeniz gerekir,
kimseden yardım isteme hakkınız yoktur,
çünkü, herşeyi siz 'yapmak zorundasınız' dır..
İşi safsaklayan, tabir caizse yatarak para kazananların aksine
siz ofiste yatar kalkar modtasınızdır nerdeyse..
Kırk yılın başı normal bir saatte (21:00) çıkma imkanı bulduysanız
da, eve gittiğinizde un çuvalı gibi yığılır kalırsınız :p
Sizi en çok anlaması gereken kendi yaşınızda ve deneyimizdeki
arkadaslarınız dahi sizi alakalı/alakasız herhangi bir konuda yorar..
-kendilerine eğlence sayıyıorlar böyle yaşamayı sanırım..-
Bu kadar 'mutsuzluk' içerisinde kendilerini
böyle iyi hissedeceklerini sanıyorlar sanırsam, ama nafile!..
Zamanla bu şekilde olanları görmekten
insanlıktan çıkar,
yorgunluğa, sizin milyonlarca sıkıntınız
yada yoğunluğunuz olmasına ragmen
halden anlamayan, alakasız sekilde sizi yoran,
dünyanın kendi etraflarında döndüğünü sananlardan
sıkılmaya hatta nefret etmeye başlarsınız..
Aileniz,arkadaslarınız, sevgiliniz bu duruma anlam veremez
ve çok klasik 'çok gerginsin' ,
'sen yine neye sinirleniysen hıncını benden çıkarma',
'psikopata bağlamışsın' gibi yorumlarda bulunurlar..
Tüm rahatsızlıklardan muzdarip bir şekilde
yine de umutla hayatınızı devam ettirmeye çalışırsınız..
Kendi özel hayatında hiçbir yere gelememiş,
egosu tavan, aslında başarısız, başkasını mutsuz etmekle
mutlu olan, her daim kendini bi bok sanan insanlar
yalnız olmaya ve kalmaya mahkumdurlar..
ve malesef ki iş hayatında da mor dağların sahibidirler..
Ben işimi çok sevmeme ve iyi yapmaya endekslenmeme rağmen
hiçbirzaman hayatın sadece 'iş iş iş' ten ibaret olmadığını
düşünüyorum..
Ama böyle düşündüğünüzde de profesyonel olmamakla suçlanıyorsunuz
profesyonel düşünüp hissetmek günümüz dünyası vazgeçilmez kuralı çünkü..
Ama daha hala dünyayı gezmek istiyorum ben..
Belli bir yaştan sonra herşeyi bırakıp datçaya yerleşmek,
akşam balkonumu yıkayıp,deniz manzarası eşliğinde çayımı yudumlamak,
kitap okumak istiyorum..
Profesyonellik oysa olmuycam,
kul, köle edip insanları öyle bir alıştırıyor ki bu dünya,
sonunda hayal etmeyi bile unuturuyor insanlara..
Hayatın bu çarklarına alışmamak dileğiyle..
gururla
ve hep amatör ruh ile!..
Sevgiler :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder