19 Ağustos 2012 Pazar

Baba evi..bayram ve hüzün..


Bayram geldi..

Ama artık

çocukluğumuzdaki

ev ev gezmeler yapılan,

büyüklerin elleri öpülen, ev baklavası yenilen,

harçlık toplanan,

hoş sohbet bayramlar olarak geçmiyor,

''kısa kafa dinlemek için güneye kaçılan tatil yapılan

birkaç günlük geziler için fırsat'' anlamında

şu an günümüzde bayram tatilleri..


...
...
Geleneksel olarak aile, akraba ziyaretleri olarak

geçse de artık değişmekte..

Bir şekilde insanların özlemleri neyse onu gerçekleştiriyorlar..

akraba ziyareti, aile özlemi veya tatil vs..

...

birikmiş bir özlem dolayısıyla

madem öyle hadi bakalım dedik,

atladık gittik Ege' mize :)

Baba Evimize..

...

Nasıl yada ne şekilde ayrılmış olursanız olun,

gidip geri geldiğinizde herşey aynı kalsın istiyorsun..

Herşeyi bıraktığı yerde bulmak istiyor insan..

Herşey değişiyor ama

O mekanlar, o insanlar, o an' lar dursun istiyorsun..

Oysa zaman geçiyor,

değişiyor herşey..

...

...

Dalıp gittiğimde anılar canlanıyor..

Özlüyorum..

saçları kırmızı tokalarla 'at kuyruk' bağlanmış,

parmakları boğum boğum,

üzerinde beyaz kollu, kırmızı ekoseli, fırfırlı elbisesi,

ayağında uçları dantelli, beyaz kısa çoraplar

ve kırmızı tokalı rugan ayakkabılarıyla


'cici' lerini giymiş küçük kız çocuğunu..

Özlüyorum..

Babamın akşam gelirken ufak tefek bişiyler almasını,

kucağına oturtup 'bak bakalım ne var' diyişini..

ceplerini karıştırarak onu bulma heyecanımı,

-ama süslü bir toka olurdu, ama küçük oyuncak her seferinde..-

merakla göz atışımı..

...

Olsa bir değnek

sihirlisinden şöyle;

Sarsak en başa,

Hadi zil çalsa,

dönebilsem o yaşlara..

'babam geldi' diye bağırarak kapıyı açsam..

Elindekileri kenara koyup,

beni kucağına alsan baba..

...
...

Özlüyorum..

Abimle itişip kakışıp senin gelip ikimize kızıp, öğüt vermeni

'hadi yatın, yarın okul var' diye çıkışmanı..

Özlüyorum..

Annemin saçlarımı  suyla ıslatıp

taramasını,

'at kuyruk' yapmasını..:)

Mahallede arkadaşlarla saç saça baş başa kavga edip,

sonra hiçbirşey yokmuş gibi gülmelerimizi..:)

Özlüyorum..

Okuldan gelip çaya bisküvi batırıp

kahkahalarla izlediğim çizgi filmleri..

Bakkaldan külah içinde bir bardak çekirdek alıp

sokakta arkadaşlarımla çitlemeyi..

Özlüyorum sabun kokulu pijamamla

mutfak tıkırtılarını dinleyerek uyuyakalmayı..

ertesi gün okula geç kalmamı,

bir türlü uyanamamamı,

önlüğümü giyip uyumamı,

çorabımı giyip uyumamı..:))

annemin beni hazırlamalarını,

oyuna dalmalarımı,

dokuz kiremit,

sek sek oynamayı..

...
...

Ayrılırken

dönüp arkama baktığımda

gördüğüm belki de sadece bir ev di..

ama gözümde canlanan sonsuz bir

özlem koridoru anılara dair..

..

Belki o yüzleri bir daha göremeyeceksin,

Öyle ya da böyle

ya da araya zaman girecek..

Evlenip gitseniz de

bir daha uzunca bir zaman göremeseniz de

hep arda kalan

taptaze anılar,

birikmiş bir hüzün tortusu olacak..








































Hiç yorum yok: