Elinde ne varsa hayata dair,ötesi hiçbir şey ya da vesair...Hani demiş ya şair: Mutluluğu sende bulan senindir; ötesi misafir...
11 Ekim 2011 Salı
Don juan's : (Love Killers)
Don juan'lar..
Aslında çapkınlığın,
''ıssız adam'' akımının global ismidir
Çoğunlukla yalnız yaşarlar..
özellikle tercih eder..
Böyle yaşamayı seçer,
etrafı çok kalabalıkta olsa
bir izole durumu vardır
başkasını hayatında istemediği gibi
başkasının hayatında yer de edinemez,
istemez..
ayakbağı olarak görür..
tam bir metropol adamıdır.
sorumlu olmak istemez hiçbişeyden
yalnızlığı özgürlük zannedip
aşkmış sevgiymiş sallar silkeler atar yüreğinden.
aşık olmak, sevmek gibi şeylerle uğraşmaya ne iştahı ne zamanı vardır
çünkü adı üstünde o tam bir 'donjuan' dır..
prensiplerine aykırıdır bir kere..
benmerkezcildir,bireyselliğine düşkün
bu ıssız adamlar,
asla karşı tarafın duygu ve düşüncelerine
önem vermez,takmazlar
Gider takılır, eğlenir,gezer
hatta kendilerine derinden aşık olanları bile bulurlar
şanslıdırlar.
ama aslında biri içlerine dokunacak,
onu sahiplenecek,
onu sadece 'o' olduğu için sevecek diye
içten içe korkarlar,
asla yansıtmazlar ama bu gizli korkuları hep vardır
günübirlik sadece 'cinsellik' üzerine dayalı ilişkileri
vardır,öle de olsun isterler..
düzenli bir hayattan özgürlüğünü yitireceği
düşüncesiyle kaçar..
kendisini sevecek,aşık bir kadından korkar,
korkar bağlanmaktan..
macera sever o, heyecan sever,
elde etmek ister..
koşullarında yaratıcı,entellektüel,romantik olan
bu adam, elde ettiğinde en güzel,en hoş,en akıllı kadın da olsa
elinin tersiyle iter, önemsemez,takmaz,sallar hemen..
öyle boş adam da değillerdir
her konuda bilgisi,tecrübesi,öngörüsü mutlaka
bir fikri vardır
ama iş aşka gelince sınıfta kalır..
yani teorisi zehirdir de, pratiği sallanır..
çekicidirler..
kendilerini toplum içinde sevdirmesini bilirler
hemen dikkat çekerler
derinden bağlı,sadık,kendisine aşık olacak
kadını da bulurlar
aslında şanslıdırlar
çünkü böyle 'don juan'lara çantada keklik tir
aslında kendisine aşık kadın..
ruhunu alır senden,kendine bağlar
bir süre sonra ipler onun elindedir
fare gibi kemirir,
iliklerine kadar
sen hiçbirşeyin farkına varmadan
aptal aşık modunda hep 'O' dersin,
başka birşey görmez gözün..
Halbuki adam çok başka boyuttadır,
seni önemsediği de sevdiği de yoktur..
o yalnızca kendini düşünür,
kendisini sever,önemser..
defalarca üzülür,kırılırsın..
ruhunun en dip noktalarına kadar
içini kanatır,acıtır ama umursamaz
sen hala 'sevdiğim adam' der koşarsın..
fedakarlık yaparsın,
bilirsin ki özveri gerekir
susarsın..bazen ağlarsın, bazen bağırırsın,
bazen kavga edersin,çığlıklar atsan da duymaz
sevgi koridorları paslı biryerlere ulaşmaya çalışıyorsundur
kişiliğini,kadınlığını,varlık olarak seni hiçe sayar
ve sen hala oturup salak gibi ağlar,
'bunu bana nasıl yapar, bunu bana nasıl söyler' diye
üzülür,ağlar,kendini yıpratırsın..
ruh olmayan yerde ruh, vicdan olmayan yerde
vicdan ararsın,adalet ararsın!..
halbuki adam ne seni düşünüordur,
ne sevgini ne bişiyi..
seni üzmesini,kırmasını,acı çektirmesini
unutur sineye çeker,yine gider,yine sevmeye
devam edersin herşeye rağmen
ama Tanrı,Allah,Tabiat vs.(neye inanıyorsan)
artık ders alman gerektiğini göstermek ister
sana onun sana göre olmadığını,
sana kötü geldiğini anlaman için bir 'iz' gerektiğini
artık sana 'dank' etmesi gerektiğini
en sonunda sende kalıcı bir 'iz' bırakarak anlatır..
çünkü her sızı da, her o yara ya baktığında
onu hatırlamanı ve anlamanı isteyecektir
Sonunda;
haksızlığa uğradığını düşünüp
seninle oyuncak gibi oynandığını anlaman,
karşındakinin ruhsuz bir donjuan olduğunu anlaman
çok sürmez ve herşey yerine oturur
'angelus' film karakteri gibi
kötü ama eğlenceli çekici melektir
ve perde kapanmıştır.
Aynı ıssız adam filminde
Ada'nın Alper'e unutulmaz sözü gibi:
''Karda donmak üzeredirler
ama uyku tatlı gelir! ''
Başlarda onunda umrunda değildir
ayrılıkmış,sevgiymiş zaten umursamadığı için
hoşuna bile gider..
Çünkü zaten kendisine bağlanan,aşık bir kadından,
sorumluluktan içten içe korkan adam;
her türlü huzursuzluk ve sorunlar çıkartarak bile bile
en sonunda kadını kendisinden uzaklaştırmayı başarmış,
kadının 'yeter' deyip çekip gitmesini sağlamıştır
Çünkü kadın hassas duygusal bir varlıktır,
hele de kendisine aşık,sadık ve bağlıdır
kendisi bırakamaz,üzerine o sorumluluğu almak istemez
ama yıldırmaya uğraşır ve en sonunda başarır
Bunu anladığın andan sonra,
bir akşam sevdiğin adam seni arar,telefonu açmazsın,
bir daha arar,yine açmazsın.
Final günü gelmiştir ve sen o telefonu bir daha hiç açmazsın..
Çünkü ilişkin için verdiğin özveri
ve gitmekle kalmak arasında verdiğin mücadele o kadar yormuştur ki
kalbini,
yokluğunu yanındayken çektiğin çileye tercih edersin!..
Onlar dünyanın ve toplumun
''erkeksin, hızlı yaşamalısın''
baskıları altında ezilirken
film şeridi gibi hayat geçer hiçbirşey anlamadan,
filmin sonunun geldiğini anladığında
film çoktan bitmiştir..
Adam filmin tekrar başlaması için
sinemada aynı koltukta beklemektedir,
oysa film çoktan başka salonlarda oynatılmaya başlanmıştır!!..
Mutluluklarını hızlı yaşayan erkek,hüzünlerini,kederlerini
acısını yavaş yavaş yaşar..
Çünkü tüm güzellikleri tüketmiştir
geriye kalan uzun zaman için
yalnızlıktır..
Sadece yalnızlık!..
........
Aşk giderse ne kalır geriye?
Issız bir yaşam,
ıssız bir adam,
ıssız bir şehir belki de...
..............
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
3 yorum:
Çok beğendim...
Eline sağlık.
Kalemin çok güçlü canım! Maşallah
Çok teşekkür ederim canım!..
Yorum Gönder