16 Ekim 2011 Pazar

Aşk ve Nefret döngüsü..

Kopkoyu karanlık..

geceyi dinliyorum..

Sessiz..sakin..

Ne sabah,ne akşam ne de üzeri..

Yine gece evet..

Ve yine uyku tutmadı..


odamın penceresi gecenin karanlığına açılıyor..

bahçede ağacın yaprakları rüzgarın şiddetini göstermekte

bir o yana bir bu yana savruluyorlar..

gözlerim, gökyüzündeki yıldızların grisinde..

gecenin karanlığında parlıyorlar bana..

Rüzgar uğultularından anlıyorum,

usul usul penceremde esintisi..

biliyorum ki açsam penceremi üşüyeceğim

ama gecenin kokusunu içime çekmek istiyorum

aklıma nedensiz sorular geliyor,

susuyorum..

hep yenilediğim uzaklıklar daha bir belirginleşiyor,

daha çok daha hızlı geçiyor anılar gözümün önünden..

elimdeki kahveyi masaya, kendimi az evel kalktığım koltuğa bırakıyorum

yalnızlığım daha da netleşiyor gündüze nazaran..

sevgi ve nefret arasında gidip geliyorum..

sadist bir aşk yaşadığımı,suratıma vurduktan sonra tokadını zaman,

daha hızlı geçiyor anılarım..

Pencereyi açıyorum,üşüyorum..

Rüzgar ne kokunu getiriyor bana, ne sesini..

Artık isteyip istemediğimi bile bilmiyorum.


Çok söyledim 'seviyorum' sözcüğünü..

Çok hissettim..Çok ağladım..

Her geçen gün seni arttırarak damarlarımın içine aldım

Seni her dudaklarıma alışımda ömrümü kısalttın

güzelliğimi aldın elimden

Ruhumu kemirdin bir fare gibi

Gaflet uykusundaydım

hasta oldum,acı çektim, akıllanmadım..

sana olan sevgim o kadar güçlü geldi ki

herşeye kulaklarımı tıkadım

Çok denedim senden kurtulmayı

her denememde sahte sözlerinle ve ışıltınla

o büyünle yine sana koşarak döndüm

Bu  ben değildim, ben bile kendimi tanıyamıyordum

Ben ki,irademe güvenen biri olarak,sana karşı koyamadım

her seferinde 'bitti artık onunla ilişkim' diyordum

Ve yine sana koşuyordum

Büyük bir tutkuyla..Aşkla!..

Gizli bir çekim gücü çekti her seferinde beni sana..

Anlamadın..umursamadın..Hiçbirşeyin kıymetini bilemedin

küçümsedin çoğu zaman..

'ufak kız,küçük kız,güzel kız' tabiri caizse benlik olmayan

senin açından küçüktüm, ufaktım bir zamanlar haklısın..

duygularım kirletilmemişti..

ve ben ismimin yükünü o zamanlar taşımıyordum..

Bana ' gel oynayalım' diyorlardı senin gibi

Ben sevmiyordum istemezdim oyunları

tıpkı üç senedir seninle oynamak zorunda kaldığım bu oyun gibi..

Oyunu kaybettik,anlıyorum..

kabulleniyorum o ayrı..


Zamanın birinde kendi acılarımızda büyüdük

ve oyunları bıraktık

akrep yelkovan yarışında

yıllardır

kocaman yalnızlıktı payıma düşen..

payıma düşen herşeyi de erteledim..

...........

Ertelenemeyen tek şey; hayat

ve artık yaşamda

herkes çok değilken

çoğal(a)mıyorken aşka

yitirilen zamanın sonunda

aşk kendi elleriyle hazırlarmış

kendi düşmanını..

Canın öyle yanarmış ki,

sevgi koridorları pas tutarmış

gözyaşları kurur,

ruh yalnızlığa soyunur,

beden acının raddesinde dolaşırmış..

kimse vazgeçilmez değilmiş,

öğreniliyormuş..

acılar gün gelip tahammül sınırında

beliriyormuş,

kadında zaman geçmiyormuş,

herşey birikip yerini alıyormuş,

öfke insanın içinde sevgiden daha çabuk büyüyormuş

ve nefret asla başka bir duyguya dönüşmüyormuş..


























Hiç yorum yok: