12 Ekim 2011 Çarşamba

Yağmur, hüzün ve hayat...

Yağışlı, kapalı bir hava..

İstanbul'u hüzün kaplamış sanki..                                                               


Pencere camının önündeyim..

yağmuru izlerken

çocukluğuma doğru yolculuğa çıktım


Henüz 5 yaşındayım..

cama burnumu yapıştırmış

dışarıyı

yağan yağmuru izliyorum

çocuk gözlerimle..

camın buğusuna anlamsız şekiller

çiziyorum arada..


Yağmurlu kapalı günlerde

dışarı çıkması yasaklanan

her çocuk gibi

hafif bir buruklukla

evde oturuyorum                                                                              

cama çarpan damlaları takip eder,

tatlı bir tebessümle bir süre sonra

hayallere dalardım..                                                                                

Mutfakta olan annem bir süre sonra

seslenir, benden ses çıkmayınca kontrol etme

ihtiyacı duyup odaya gelir,

beni kucağına alıp oturtur,

umut dolu cümleler kurardı..

''yarın sen kocaamaann bir kız olacaksın,

okula gideceksin, çok güzel bir kız olacaksın,

mutlu bir hayatın olacak'' diye  gözyaşları içinde

yarı inanç yarı umut kokan cümleler kurardı..

Anlamazdım..

-'' Yarın nedir anne '' diye sorduğumda

''uyuyacağız uyanacağız, yarın olacak'' derdi..

Günler, aylar, yıllar..

birbirini kovaladı..

Zaman hızla geçti..

Çok uyuduk, çok uyandık..

Bir sürü yarınlar oldu..

Bir sürü..

Annemin hayalleri gerçek oldu mu,

gelecek günler ne gösterir, neler var yaşanacak bilmiyorum

ama hala inatla yarın için hayal kurar, umut verir annem..

O zaman;

hiç yaşlanmayacak, o upuzun siyah saçları hiç beyazlamayacak,

hastalanmayacak sanırdım..asla zaman onda işlemeyecek..

Hani derler ya, su gibi akıp geçer zaman diye..

Geçti..

Göz açıp kapayıncaya kadar..

Yarınların birinde büyüdüm ben..

Benim anne olmama daha çok var ama

Annemin yanında yer aldım..

Belki başka şehirlerde, başka pencerelerde ama yağmurlu günlerde

ben de yarınlar için çok hayal kurdum.

Benim yarın için dilediğim, huzurlu olmaktı..

Bir çocuğumun olmasıydı..

pencerenin cam kenarında kucağımda oturtup

yağmuru izleyebilceğim beraber..:(


Anneme benzemedim..

Onun hiçbirşeyi yoktu ama hayalleri vardı,

her şartta güçlü yüreği, umutları vardı..

Benim herşeyim var ama umudum yok..

Beklediğim bir yarın bile yok..

Nasılsa gelecek ya yarınlar,

süpriz olsun bari diyip

beklemek avuntumuz oldu..

itiyoruz hep hayatı..

ertelenmiş düşler, briktirilen kenarda kalmış hayaller..

Düşünüyorum da; ne de çok yoruluyoruz..

ne anlamsız bir çaba şu insanoğlundaki?

Ne kadar yük bindirmişiz sırtımıza,

ve ne kadar çok şey yüklemişiz yarınlara?!

Durmadan bir koşuşturma..

Daha şimdiden yarının kredilerini tüketmişiz..

Beklediklerimiz var hep, beklentilerimiz

kaybettiklerimizden habersiz..

Ne olacak? Okulu bitireceğiz belki..

Belki patron olup işimizi kuracağız..

Anne yada Baba olacağız..Gelin yada Damat..

Zengin olacağız..Yaşlanacağız..

Emekli olacağız..

Çocuklarımız büyümüş, masraflarımız çoğalmış,

sıkıntılarımız, öfkelerimiz küçülmüş olacak..

Sürgün bir hayatın yorgunları olarak

dingin bir hayatın koynunda sere serpe yatacağız..

Ta ki son gün son nefes gelene kadar..


En değerli hazinemiz, ömrümüz gidecek

saçlarımız beyazlayacak,

belimiz tutmayacak, dişlerimiz olmayacak belki..

Yıllarla beraber çocukluğumuz, gençliğimiz,

çocuklarımız gidecek elimizden..

Annemiz babamız olmayacak belki yarın..


Yarın bugünün aynısı da olmayacak

ümitlerin harman yeri de..

Sürekli dolanıp durup kendimizi arayacağız yarınlarda,

aslında hayatta..

Çok koşacağız, çok yorulacağız..

ağlayacağız çok..

terk edecekler bizi..

görmezden geleceğiz..

çok önemseyeceğiz..

hayat akıp giderken

gün gelecek o kadar rahat ve huzurlu olacağız ki

hayal edecek hayallerimiz bile olmayacak..

...........

Yalnızlık yağmurla birlikte hüzün doldururken içime,

ben hayata ve yarınlara dair sorgulamalar yapıyorum

hala yüreğimde..

Şiddetlendikçe yağmur,

damlaların cama çarpışı artıkça

bırakıyorum bende dizginlerini yüreğimin..

akıp gidiyor benim de içimdeki umutlar

bir nehir misali, büyük denizlere

yağmur suları gibi..

Oysa umuttur hayat, direnmektir bilirsin..

yaşam meydanında bu savaş tek kişiliktir

Ve vurulan her darbe aslında kendinedir

Ve hayat,

büyüdükçe kararan hayatlar,

kaybolan ümitler

ve tebessümle yağmuru izleyen çocuğun büyümesidir..

































Hiç yorum yok: