Kalabalıklar içinde yalnızlardır..
Çok dostu yoktur,
etrafı kalabalık olsa da..
özellikle ister böyle yaşamak..
Başkalarının hayatında yer edinemez kendine..
Kendisinden gayrısını ayak bağı olarak gören
bu metropol adamı
sorumlu olmak istemez hiçbirşeyden
yalnızlığı özgürlük zannedip
aşkı yüreğinden sirkeleyip atar..
onun kız tavlamak,aşık olmak gibi
şeylerle uğraşmaya ne zamanı,ne iştahı vardır
Daha doğrusu bu, prensiplerine aykırıdır
Çünkü adı üstünde o -ıssız adam- dır..
Biri yüreğine dokunacak, onu sahiplenecek
onu sadece 'o' olduğu için sevecek
diye içten içe korkar
Günübirlik, sadece cinsellik üzerine dayalı ilişkileri vardır
Gizli korkuları vardır
Düzenli bir hayattan özgürlüğünü yitireceği düşüncesiyle kaçar
Kendini sevecek aşık bir kadından korkar
bağlanmaktan..
Macera sever o, heyecan sever, elde etmek ister
Koşullarında kendisine en güzel,en akıllı,en hoş kadın çıksa da
elinin tersiyle iter,o heyecan arar..
öyle fazla boş bir adam da değildir..
hobileri,meşgaleleri vardır
her konuda bilgisi,öngörüsü,tecrübesi veya mutlaka bir
fikri vardır.
İş aşka gelince sınıfta kalır,
yani teorisi zehirdir de,pratiği sallanır.
Ada'nın Alper'e unutulmaz sözü gibi:
''Kar üzerinde donmak üzeredirler
ama uyku tatlı gelir''
Onlar dünyanın ve toplumun ''erkeksin, hızlı yaşamalısın''
baskıları altında ezilirken film şeridi gibi hayat geçer hiçbirşey anlamadan,
filmin sonunun geldiğini anladığında film çoktan bitmiştir..
Adam filmin tekrar başlaması için sinemada aynı koltukta beklemektedir,
oysa film çoktan başka salonlarda oynatılmaya başlanmıştır.
Mutluluklarını hızlı yaşayan erkek,hüzünlerini,kederlerini
acısını yavaş yavaş yaşar..
Çünkü tüm güzellikleri tüketmiştir
geriye kalan uzun zaman için
yalnızlıktır
Aşk giderse ne kalır geriye?
Issız bir yaşam,
ıssız bir adam,
ıssız bir şehir belki de...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder