daha çok yüreğim sızlıyor..
dizlerimin kanaması pahasına erik ağaçlarına tırmanamıyorum..
dalların ucundaki eriklere uzanırken ki heyecanım yok..
Yağmur yağıyor ama ''çiçekler büyüyor'' diye sevinemiyor
üzerim ıslanıyor diye kızıyorum!..
Toprağı karıştırmayı,çanak çömlek yapmayı
kumdan kaleleri bıraktık,ellerimiz kirlenir diye..
Büyüdük...
Düşler kuramıyorum artık,bulutların beni başka evrenlere taşıdığına inanıp
çiçek toplamayı unuttum..
kocaman kalpler çizip buruşuk kağıtlarla oynayıp sonra babama gözlerini kapatmasını söleyip
yaptığım şekiili kağıdı büyük süpriz heyecanıyla verdiğim günler geçti..
Büyüdük..
Sokakta bulduğum yavru aç kediyi doyurmak için koşarak bakkala gidip cebimdeki son harçlığa kadar verip süt aldığım
ve onun süt içisini zevkle seyrettiğim günlerin şevki yok yüreğimde..
Çocuktuk....
Şimdi Büyüdük..
Çocuk cesareti yok artık
gerektiğinde susmayı idare etmeyi öğrendik..
büyüdük..
geceleri beni, ailemi ve bütün insanları yılandan, akrepten, canavarlardan, bir de karanlıktan koruması için dua etmiyorum
artık,daha derin korkular,kaygılar yerleşmiş yüreğime..
Döönüpte bakınca o masumiyet yıllarına
mızıkçılık yapasın gelir,çocukluğa dönesin gelir
hatta hep orda kalasın..
.....
....
ve dudağında yarım bir ezgi..
üstadın dediği gibi:

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder