Elinde ne varsa hayata dair,ötesi hiçbir şey ya da vesair...Hani demiş ya şair: Mutluluğu sende bulan senindir; ötesi misafir...
19 Kasım 2012 Pazartesi
Girişimci ruh ve köreltenler..
bunca koşturmaca
yetmiyormuş gibi
turizm kısmına ağırlık verip
geliştirdikten sonra
gıda işine atılalım dedik
hep yıllardır söylenirdim
neden 'starbucks ve gloria jean's coffee
tarzı yerlerin aynısı ama türk bir firma yok'
diye..
hani hızlı, self - servis, güzel vakit geçirilen
coffe-shop tarzı ama herşey türkiye'den.
çünkü adamlar peçetelerinden
sularına kadar kendi ülkelerinden
ya da yurtdışından getiriyorlar
Sonunda adım attık
Bayağı zorlandım
ilk başta düşüncelerimi
paylaştığımda..
'Risk alıyorsun da
'Daha yeni oturttun da
' Kafayımı yedin, bu zamanda da'
ama herzamanki gibi tüm dünya 'hayır' dese de
ben kafama koyduğumu yapacağımdan
üzerine çok çalıştım
yerin dekorasyonu biter bitmez hizmete girecek
ama bu olayla birlikte son günlerde farkettim ki
insanlar ne kendilerine güveniyor,
ne ülkelerine..
körelmiş vaziyette birçok insan..
yaşadığımız ülke malum..
Gündelik hayatı kurtarmanın derdinde
insanlar olarak aslında kaygılıyız hepimiz..
geleceğimizden endişeliyiz..
yarın nasıl bir sabaha uyanacağımızı bilmiyoruz..
Ülkenin jeopolitik konumu,ekonomik durumlar derken
herkes risk almaktan korkuyor.
Girişimcilik gerçekten cesaret ister.
ve azim kesinlikle!..
Çünkü önünüze çıkacak engellerin bilincinde
bir yapı ve bunlara göğüs gerecek bir azim şart.
Bir kere içinde bulunduğunuz kültür olarak
1-0 yenik başlıyorsunuz..
Toplumsal müeyyidelerin, aile baskısının en fazla
olduğu ülkelerden birinde yaşayınca doğrudan
yaşadığınız kültür sizi -istediğiniz kadar reddedip uzak durun-
etkileyip çevreliyor.
Aileler genelde hep kuruntulu endişeli olduklarından
ve çocuklarını daha 5 yaşından itibaren hep garanti bir işi olsun
diye yönlendirdiklerinden aslında belki de çok farklı yetenekleri olan
gençlerin girişimcilik ruhu ölüyor
Aile değerlerine çok önem veren,
bu konuda çok ta geleneksel bir düşünce de
olmama rağmen bunu çok net söyleyebilirim ki,
ülkemizde aile,toplumsal müeyyideler
birey olmaya,
gençlerin girişimci ruhuna engel teşkil etmekte.
Eskilerin vardır ya deyimi 'aman sigortalı işi olsun' :p
'aman çalışma saatleri belirli olsun'
'aman düzenli bir geliri olsun'
gibi düşünceler ve yönlendirmeler
girişimci ruhu körelten kültürel nedenler
hele de bayansanız daha vahim durum.
'zengin bir koca bul, evlen git' ten tut ta
'kır dizini otur evinde' ye kadar geniş bir koridor
düşünce engeli ile karşı karşıya kalırsınız.
Aileniz ne kadar çağdaş, kültürlü olsa da
hatta size destek olsa da, etrafınız toplum
hala buna ters düşünceler de karşınıza çıkacaktır
bırakın gündelik hayatı, iş hayatında bile başarınızı
bayan olduğunuz için kıskanan hazmedemeyen
kişilere rastlayacaksınızdır.
Kısacası ülkemizin yapısına bakarsak
girişimcilikten çok aslında garanticilik
fazlasıyla yaygındır.
ki iş maddiyatta da bitmiyor..
bir iş için sandığınızdan çok fazla olanağı ve
parası maddi gücü olup kenarda beklemeyi tercih
edip kendini geri çekenleri tanıyorum
Girişimcide olan ve onu harekete geçiren
tek güç vardır :
Cesaret!
Herhangi bir şey yapmak istediğinizde
yada sadece paylaştığınızda
arkadasınız,eşiniz dostunuz
sizin yetersiz olduğunuzdan tutun da
aklınızı kaçırdığınıza kadar türlü
laflar söylerler belki..
hayal kurduğunuz seyler bu müeyyideler
bu baskılar bu sözler yüzünden
size sanki çok uzak zor bir ihtimal gibi gelir
korkular ve endişeler yüzünden
başarısız olacağınıza inanırsınız.
Başkalarını o kadar önemsiyoruz ki
endişelerimiz hareketlerimizi engeller hale geliyor
Yol ayrımı şurdadır aslında
İçinizdeki sese olan inancınız!..
'Siz neyi istiyorsunuz ve
kendinize ne kadar güveniyor
ve inanıyorsunuz?!'
Gereken tek şey bu :
İnanmak!..
...
...
Sonra dönüp arkanıza baktığınızda
'yapamazsın' diyenlere sadece gülümsüyorsunuz,
emin olun!
Sade bir gülümseme..
:)
Sevgiler!.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder