Bunalmış ve sıkılmış..
Çaresizce yaşadıklarını düşünürsün..
en kötüsü de sen bunları yaşarken herşey
rutinliğinde devam eder.
Ve o da devam etmektedir.
Sen acı çığlıklar içerisinde boğulurken
aşk, görmez,duymaz,bilmez..
Bir noktaya takılıp kalırsın!..
O!..
Herşeyden kaçıp gidesin gelir..
Kalp kırıklıkları..üzüntüler..
telafisi zor acılar volta atıyordur yüreğinde..
Zihninde 'haketme-değer' kavgası..
İçinde var olan ölü tüm kötülüklerin
birden uyanır,
ayağa kalkar kötülükler kraliçesi..
zafer çığlıkları atar öfken..
isyanın baş gösterir
vahşi bir hayvan gibi diş biler nefretin..
umutlarını boğar,
merhamet dolu yüreğinde.
dürtülerek uyandırılan,
yabancısı olduğun acımasızlık
yerini alır..
Hiddet dalga dalga vücudunu sarar..
düşmanlığa taşıyan yakıcı düşünceler

çıldırtırken seni;
hayallerin adandığı gelecek,
'umudun adandığı insanın' gözlerinden ve dudaklarından
fütursuz, acımasızca dökülüp
yok olurken..
ikinci bir kişilik doğar benliğinde..
acımasız versiyonun oluşur.
Öyle ya, umutlar ve hayaller tuz-buz olup saçılırken
yüreğe bıçak acımasızca saplanırken
yarınların anlamsızlığı gerçek yüzünü göstermeye başlar.
karanlık tünelde darmadağın hayaller..
tesellinin hiçbir anlam ifade etmedği günler..
'aldatılmışlığın ve değersizliğin' seceresi..
içinde soğuk ihaneti yaşatan acı tebessümlerin..
çaresiz yutkunuşların..
sanki kürek kemiklerinin arasından yüreğe kadar
bir hançer işler..
kurbanın çığlıklarının zerre kadar değeri yok o an..
çünkü katil, işkencenin doğal tezahürü olarak düşünür..
umutların ardından hızla baş gösteren öfke
intikam almak istercesine saldırmak ister.
ruhunun en kuytularına gömmek istersin, ama nafile..
intikam ateşi içinde çıkış yolu ararken
karıncayı bile ezmekten kaçınırken
katliam yapabilcek bir canavara dönüşebilirsin..
Bir arenaya dönüşür ruhun zamanla.
ağzından sular akan kıskaçlardan zevk alan seyirciler..
savaşın ortasında katil ve kurban..
kendi içimde,duygularımı düşüncelerimi beslediğim,
özgürlüğümü korumak için uzaklaştığım,
iznim olmadan ulaşılmayan bir arena..
Benliğimde büyüttüğüm inançlarım
ve Tanrım,
işime gelmeyene, beni rahatsız eden herşeye
karşı çıkabilceğim ruhumun karanlık yanı temsilcisi 'şeytanım'
Ve gün gelip,
savaş meydanının soğuk yüzü seni bulsun istersin.
Şaşkınlıkla beklersin..
umulan gün gelmiştir.
Şarabını içerek zevk içinde acılarını seyreden
kişi karşındadır..
Üzerinde sadece bir zırh,
ve elinde tutmasını bile beceremediğin bir kılıç vardır
Gözlerinde kızgın bir ışık parlar.
Son derece sakinsindir..
Ve daha sessiz, daha soğuk kalpli
geçmişte onun olduğundan..
Öldürmek için aceleye ihtiyacın yoktur..
Bu anın zevkini yaşamak istersin
Hemen ölmesini değil,
yaşattıklarının hesabını vererek
ölmesini istersin..
Ani bir ön hamle yaparsın öfkeyle..
ardı arkası kesilmez sonra kılıç darbelerinin..
Zihninde yaşadığın acıların raddesi kadar zorlarsın..
daha fazla..daha da..

Gözlerinde umut ışığı arar ama nafile..
Daha derine batırırsın..doğrulamaz sonunda..
Yere çöker acıyla inleyerek..
Gözlerinin önünde uçurum kenarına bırakıp
kaçtığı canların ahı..ezip geçtiği ruhlar..
kendi yarattığı katilini bulanık görmeye başlar
Sonunda dayanacak gücü kalmaz..
Ve katiline yalvarır:
-'Ne olur öldür artık!..'
Sen cevap vermeyerek
tiksinti ve nefret dolu bakışlarla
uzaklaşırken arenadan
olmayan Tanrısına yalvarır:
-'Ne olur al canımı,al da kurtar'
Sonunda donuk gözlerle yerde çırpınırken
Ölümün bile anlamını yitirdiği yerde
nefret bile değerini yitiriyor..
Yok oluyor o an herşey
Ve herşey bitiyor!..
