7 Kasım 2011 Pazartesi

We are much more than what we think we are.

Yaşanılanların hüznüne tanık zaman..

acılı bir ömrün izne tabi kentlerinde

aşkın efsunlu kollarında yakaran insanlar..

sonsuzluğa taşan içsel feryadın

yakana yapışıp hesap sorması

gibidir geçmişin aşk günlükleri

arasında kaybolmak..

kaybolursun..

öfkeli kalabalıklar arasında dolaşırken

yalnızlığın sureti düşer yüzüne..

anılar..kırgın sayfalar..aynı masallar..

zamana tanıklık etmiş mutlu resim kareleri..

belirsizliklerle dolu sarı düşlerde

kendi çığlıklarımızı dinleriz bir süre..

Ezik avuçlarda yerleştirdiğimiz hüzünlerle

hayata tutunmak

ruhumuzdaki kelepçeleri söküp atmak

kendi hikayemizin egemenliğini ilan ederiz

yeniden tutunmak

hayata aşka derin gözlerle bakmak

delice sarılmak isteriz

acısı dinmeyen dişlilerinden kurtulunca aşkın

nehir oluruz hayata akmak için..

ilmek ilmek hayatına dokuduğun sızılar

yüreğinin en sancılı yerleri sarar

gönlünün yorgunluğu gider,

dizlerin kanamaz artık..

umursamaz olursun sahte gülüşleri

derin bir boşluğu yaratır hayat

yüksekten bir anda hazırlıksız atlamanın

verdiği hisse benzer bir boşluk..

tekrar toparlanacak olmanın verdiği haz

doğan güneş, dinen yağmurlar..

yenilenirsin..

umutlarla bezenip sunulan yollarda yeniden yürümek,

aşk diye yeniden sayfalara renkler işlemek,

kırgın bedeni yeniden sevgiyle dans ettirmek,

şu çelişkili hayatta

kendi çizgilerimizi hayata resmetmek gerek..

Çünkü düşündüğümüzden çok daha fazlasıyız!..

















Hiç yorum yok: