İnsanoğlu bu;
hiç bitmek bilmez isteklerimiz..
sürekli bir hedefler,varılacak noktalar..
bitmez tükenmez arzular..
Bir an önce büyümek isteriz önce..
can atarız boyumuzu ölçmek için attığımız her çiziği gördüğümüzde..
böylece köklerimizi salmaya başlarız hayatımıza..
''Keşke hiç büyümeseydim'' demeye başladığımız vakit
çaresizliğimizi kabul eder ve devam ederiz yürümeye,
büyümeye..
ağır ağır,isteksizce..
Kimi zaman düşeriz,
kimi zaman dimdik kalkar yürürüz,
kimi zaman koşar yorulur,
kimi zaman tökezleriz..
bir el iter sırtımızdan usulca kimi zaman..
kimi zaman çekiştirir birileri eteklerinizden..
bağlanmak için umut ararız kimi zaman;
yığınla da buluruz..
Önce iyi bir okul bitirmek isteriz,
sonra iyi bir iş..
Nice sevgiler gelir geçer hayatımızın orta yerinden,
kiminde acı çeker,
kiminde çektiririz..
bir eksiliriz,
bir çoğalırız..
kaybederiz bilmeden,
hiç aklımızda yokken kazanırız..
böylece oturur benliğimiz,
köklerimiz daha da derinlere iner
umutsuz kaldığımız,
tükendiğimiz zamanlar da olur elbet.
Herşey hep ne zaman çok güzel oldu ki..
isyanımız boşa;
ne çocukluk geri dönebilir,
ne değiştirmeye yeter gücümüz
geçmişi geri getirmeye..
Hep tutunacak bir dal buluruz,
ya da dallarımızı onaracak birilerini..
umutsuz kaldığımız vakit öldük demektir!..
Çok sevdiğim bir şarkı sözü gibi:
Hiçbir kere hayat bayram olmadı
yada
Her nefes alışımız bayramdı.
Bir umuttu yaşatan insanı!..
Elinde ne varsa hayata dair,ötesi hiçbir şey ya da vesair...Hani demiş ya şair: Mutluluğu sende bulan senindir; ötesi misafir...
30 Haziran 2011 Perşembe
27 Haziran 2011 Pazartesi
Gece Yarısı Sancısı..
Yorgun bakışlarım uğurluyor artık
her gidiyorum dediğinde..
Geri dönmen için bıraktığım iki damla gözyaşı
arkandan dökülen su misali..
Şimdi dörtlükler daha acı verici
yazarken..
Ve Sen daha uzaksın yanımdayken...
21 Haziran 2011 Salı
''Sadece Bi an''

Dünyayı bırakmanı, dönmesini engellemeni sadece bizi düşünmeni isterdim.
Sorumluluklarını unutmanı isterdim.
Sonucunu bilmeden âşık olmanı isterdim.
Umurunda olmak isterdim.
Uzaktan izleyişlerimin farkına varmanı, sana duyduğum sıcaklığı bana karşı duymanı isterdim.
Gözlerine baktığımda söylediğim yalanların farkına varmanı
ve gözlerimden doğruları istemeni isterdim.
Siyah gözlerin gözlerime değdiğinde
dudaklarının oynamasını beklediğimden duyduğum sıkıntıyı anlamanı,
çözüm bulmanı beni kurtarmanı isterdim.
Bana acı çektirdiğinin farkına varmanı isterdim.
Buna çözüm bulmanı, gözlerinin söylediğini dilinin de söylemesini isterdim.
''SENİ SEVİYORUM ''
19 Haziran 2011 Pazar
Babalar...
''Bir bebek düştüğünde,sıkıldığında
hatta acıktığında bile ''baabaaaaa!!'' diye ağladığı
görülmüş mü'' derdi hafif sitemle ve kızarak..
aklına geldiğinde küçüklüğüme dair anılar annem..
''Bütün gün ben varım ve ben ilgileniyorum
ama ''baabaaa'' diye ağlardı bizimki,
hiç ''anne'' die aglamazdı '' diye söylendiğini hatırlarım
Aslında ilk duydugun koku anne kokusudur,
ilk karnını doyuran ve ilk kucaklayan annedir ve bir bağ başlar
orda ama derken bebek baba'yla tanışır..
Kocaman elleri ve kocaman kollarıyla kucaklayan bir baba..
derken zamanla o ilk tanışmanın ardından oturur kavramlar..
akşamları dört gözle gelmesini beklediğin,
geldiğinde 'acaba bugün bana ne getirdi'' diye ceplerini karıştırdığın,
sokakta kavga ettiğinde ''babama söylerim'' diye tehdit ettiğin bir güvence,
bir emniyet duygusu,ama aynı zamanda yaramazlık yaptığında
''babana söylerim,akşam bir baban gelsin bak neler olucak''
diye de garip bir korkuya,ürpetiye sevkedildiğin bir olgu oluşsa da
aslında güven duygusu en çok da onlara yakışmaktadır
O ürkeklik geçer bir süre sonra,taraf tutmaya başlarsın..
anneni ikna edemediğinde babanı,
babanı ikna edemediğinde annene sığınır ve seversin..
Ama hep denir ya ''kız çocukları babaya düşkündür'' diye..
doğruluğunu ölçemem ama
beni kabus gördüğüm günlerde 'öcüler'den koruyacağına inandığım,
herzaman sığınabileceğim huzurlu bir limanım,
hep yanımda olacağını bildiğim güvencem,
evlenilecek tek prensim,idolümdü..
Kocaman elli,kocaman yürekli prensim
İyi ki Varsın!..İyi ki Babam'sın!
Tüm Babaların Babalar günü kutlu olsun!..
hatta acıktığında bile ''baabaaaaa!!'' diye ağladığı
görülmüş mü'' derdi hafif sitemle ve kızarak..
aklına geldiğinde küçüklüğüme dair anılar annem..
''Bütün gün ben varım ve ben ilgileniyorum
ama ''baabaaa'' diye ağlardı bizimki,
hiç ''anne'' die aglamazdı '' diye söylendiğini hatırlarım
Aslında ilk duydugun koku anne kokusudur,
ilk karnını doyuran ve ilk kucaklayan annedir ve bir bağ başlar
orda ama derken bebek baba'yla tanışır..
Kocaman elleri ve kocaman kollarıyla kucaklayan bir baba..
derken zamanla o ilk tanışmanın ardından oturur kavramlar..
akşamları dört gözle gelmesini beklediğin,
geldiğinde 'acaba bugün bana ne getirdi'' diye ceplerini karıştırdığın,
sokakta kavga ettiğinde ''babama söylerim'' diye tehdit ettiğin bir güvence,
bir emniyet duygusu,ama aynı zamanda yaramazlık yaptığında
''babana söylerim,akşam bir baban gelsin bak neler olucak''
diye de garip bir korkuya,ürpetiye sevkedildiğin bir olgu oluşsa da
aslında güven duygusu en çok da onlara yakışmaktadır
O ürkeklik geçer bir süre sonra,taraf tutmaya başlarsın..
anneni ikna edemediğinde babanı,
babanı ikna edemediğinde annene sığınır ve seversin..
Ama hep denir ya ''kız çocukları babaya düşkündür'' diye..
doğruluğunu ölçemem ama
beni kabus gördüğüm günlerde 'öcüler'den koruyacağına inandığım,
herzaman sığınabileceğim huzurlu bir limanım,
hep yanımda olacağını bildiğim güvencem,
evlenilecek tek prensim,idolümdü..
Kocaman elli,kocaman yürekli prensim
İyi ki Varsın!..İyi ki Babam'sın!
Tüm Babaların Babalar günü kutlu olsun!..
Terkedilmiş ruhlar -2-
çıkıp cama soğuk havayı çekiyorum içime..
geceye yüzümü dönüp savuruyorum gözyaşlarımı..
anılar geçiyor gözümün önünden,dostlar,insanlar
aşklar geçiyor..
Gözüm cama vuran aksime takılıyor..
O kadar hain ki karanlık, gözyaşlarımın sesi duyulmuyor..
Hepimizin içine sevgi arayışı var,hepimiz yalnızız..
suya hasret çiçekler gibi..
Yedirip te açığa vermiyoruz yalnızca belki..
Her gece yalnızlık akıyor evlerden
birileri geceye küfrediyor
perdeleri çekilen evlerde
kimbilir ne düşler var?
...
aklımın deliliği ile dinginliği arasında gidip gelen
umutlarımı koruyorum..
ışıkları kapatıyorum..
içimde eski yeni ne varsa kusuyorum karanlığa..
yaşanmışlıklar,yokluklar,acılar,sevinçler,aşklar..
ortalığa döküyorum..
sokağa fırlatıyorum hatta,
ne kadar kırgınlığım varsa;
tutabilene aşk olsun!..
.....
hiç hesaba katmadım gözyaşlarımı bugüne kadar,
toplamadım mutluluklarımı..
alt alta koysam düşlerimi,dünyayı satın alabilirdim belki
kırgınlıklarımı toplasaydım boyumu aşardı mutlaka
bir bedeli vardır hep hayatta herşeyin ama
geçmişi mi sorgulamalıyım,
sevdiklerimden bedel mi isteyeyim,
ya sevemediklerime o zaman ne diyeyim?!
Her kimi sevmişsem bir zaman biryerlerde helalleşmişizdir elbette,
varsa alacağımız vereceğimiz onu da gözardı etmişizdir
ama zaman geçer de silinmiyor mu yaşananlar
bellek bir canavar,unutturuyor mu
her yeni gelen de, gözlerine bakıp tanıdık bir iz ararsın..
dimdik duran o yürekler aslında savaş sonrası yıkım yeridir
toplu mezarlıktır
dindi sanarsın, o sızı geçti dersin
ne zaman kendine kalsa o yürek
geçmişe döner yüzünü..
bir zamanlar sevilmiş olanın ruhunu
hep içinde taşır
geceye yüzümü dönüp savuruyorum gözyaşlarımı..
anılar geçiyor gözümün önünden,dostlar,insanlar
aşklar geçiyor..
Gözüm cama vuran aksime takılıyor..
O kadar hain ki karanlık, gözyaşlarımın sesi duyulmuyor..
Hepimizin içine sevgi arayışı var,hepimiz yalnızız..
suya hasret çiçekler gibi..
Yedirip te açığa vermiyoruz yalnızca belki..
Her gece yalnızlık akıyor evlerden
birileri geceye küfrediyor
perdeleri çekilen evlerde
kimbilir ne düşler var?
...
aklımın deliliği ile dinginliği arasında gidip gelen
umutlarımı koruyorum..
ışıkları kapatıyorum..
içimde eski yeni ne varsa kusuyorum karanlığa..
yaşanmışlıklar,yokluklar,acılar,sevinçler,aşklar..
ortalığa döküyorum..
sokağa fırlatıyorum hatta,
ne kadar kırgınlığım varsa;
tutabilene aşk olsun!..
.....
hiç hesaba katmadım gözyaşlarımı bugüne kadar,
toplamadım mutluluklarımı..
alt alta koysam düşlerimi,dünyayı satın alabilirdim belki
kırgınlıklarımı toplasaydım boyumu aşardı mutlaka
bir bedeli vardır hep hayatta herşeyin ama
geçmişi mi sorgulamalıyım,
sevdiklerimden bedel mi isteyeyim,
ya sevemediklerime o zaman ne diyeyim?!
Her kimi sevmişsem bir zaman biryerlerde helalleşmişizdir elbette,
varsa alacağımız vereceğimiz onu da gözardı etmişizdir
ama zaman geçer de silinmiyor mu yaşananlar
bellek bir canavar,unutturuyor mu
her yeni gelen de, gözlerine bakıp tanıdık bir iz ararsın..
dimdik duran o yürekler aslında savaş sonrası yıkım yeridir
toplu mezarlıktır
dindi sanarsın, o sızı geçti dersin
ne zaman kendine kalsa o yürek
geçmişe döner yüzünü..
bir zamanlar sevilmiş olanın ruhunu
hep içinde taşır
6 Haziran 2011 Pazartesi
Acımasız Aşk...
Dün gece uyuyamadım yine,
Uzun zamandır taşıdığım yorgunluk hissiyle..
Aklıma sen geldin..
Hayalin..siluetin..
Bir yazı yazacaktım sana,
Seni anlatacaktı,beni anlatacaktı,
bizi anlatacaktı..
Biraz da sert olacaktı haa!..
Kıracaktı kalbini..ağlatacaktı seni..
İşin kötüsü de neye ağladığını da anlamayacaktın..
Bugüne kadar yaşanılanlar mı,
gelecekte yaşayacaklarımız mı?
Ne olacaktı seni üzen,ağlatan?!..
Nedenini,niçini,nasılı önemli değildi
Öyle yada böyle sen ağlayacaktın..
Bana acı çektirip geçmiş,
bana gülen o gözler ağlayacaktı..
...
Hayır bunu yapamıyorum işte;
yapamazdım..
O yüzden yazamıyorum işte o yazıyı..
Eğer yazsaydım, yazabilseydim eğer
son paragrafım bile hazırdı..
Yazının bitişine doğru hıncımı çıkarmak için
tekrar tekrar saldıracaktım kalemimin ucuyla üstüne..
Sana sorular soracaktım,cevabını hiçbirzaman alamayacağım sorular..
''Sen hiç böyle sevdin mi ?''diyecektim
Kalpsizlikle suçlayacaktım seni..
''Sen birine yazı yazdın mı ?'' diye soracaktım
Vefasızlıkla suçlayacaktım seni..
Bununla da yetinmeyecektim..
daha da sertleşecektim..
''Sen gecenin birinde birine birşey yazacak biri değildin'' diyecektim sana..
Kelime oyunları yapacaktım,daha sert yazıp seni kırmamak için..
Ama olmadı..yazmadım işte o yazıyı..
yazsaydım, yazabilseydim eğer
son cümlem iyi dileklerle bitmeyecekti..
''ihşallah başka biriyle mutlu olursun'' demiycektim yazıda..
senin adına hayattan garantiler istemeyecektim..
Yanlış anlama,bu kısım senle ilgili değil,benimle alakalı..
Hayattan ölüm dışında hiçbir garantiyi istemiyorum artık..
Hoş istesem de hayat vermiyor zaten..
Şimdi nasıl mıyım?!!
Yeryüzünde biten her aşk için ağlayan melekler
şimdi benim için ağlıyor..
Uzun zamandır taşıdığım yorgunluk hissiyle..
Aklıma sen geldin..
Hayalin..siluetin..
Bir yazı yazacaktım sana,
Seni anlatacaktı,beni anlatacaktı,
bizi anlatacaktı..
Biraz da sert olacaktı haa!..
Kıracaktı kalbini..ağlatacaktı seni..
İşin kötüsü de neye ağladığını da anlamayacaktın..
Bugüne kadar yaşanılanlar mı,
gelecekte yaşayacaklarımız mı?
Ne olacaktı seni üzen,ağlatan?!..
Nedenini,niçini,nasılı önemli değildi
Öyle yada böyle sen ağlayacaktın..
Bana acı çektirip geçmiş,
bana gülen o gözler ağlayacaktı..
...
Hayır bunu yapamıyorum işte;
yapamazdım..
O yüzden yazamıyorum işte o yazıyı..
Eğer yazsaydım, yazabilseydim eğer
son paragrafım bile hazırdı..
Yazının bitişine doğru hıncımı çıkarmak için
tekrar tekrar saldıracaktım kalemimin ucuyla üstüne..
Sana sorular soracaktım,cevabını hiçbirzaman alamayacağım sorular..
''Sen hiç böyle sevdin mi ?''diyecektim
Kalpsizlikle suçlayacaktım seni..
''Sen birine yazı yazdın mı ?'' diye soracaktım
Vefasızlıkla suçlayacaktım seni..
Bununla da yetinmeyecektim..
daha da sertleşecektim..
''Sen gecenin birinde birine birşey yazacak biri değildin'' diyecektim sana..
Kelime oyunları yapacaktım,daha sert yazıp seni kırmamak için..
Ama olmadı..yazmadım işte o yazıyı..
yazsaydım, yazabilseydim eğer
son cümlem iyi dileklerle bitmeyecekti..
''ihşallah başka biriyle mutlu olursun'' demiycektim yazıda..
senin adına hayattan garantiler istemeyecektim..
Yanlış anlama,bu kısım senle ilgili değil,benimle alakalı..
Hayattan ölüm dışında hiçbir garantiyi istemiyorum artık..
Hoş istesem de hayat vermiyor zaten..
Şimdi nasıl mıyım?!!
Yeryüzünde biten her aşk için ağlayan melekler
şimdi benim için ağlıyor..

Herşeye Rağmen..
Ne mi istiyorum?!
azıcık soluklanmak..
hatta tuttuğum gözyaşlarımı
doyasıya salmak..
bunca yorgunluğun üstüne
koynunda sadece uyumak..
herşeyi unutmak için sana koşmak istiyorum
yüreğimi yangın yerine çevirip gitmeseydin eğer..
bu karanlık korkuyu içime ekmeseydin eğer..
giderken hep geçmişten bir parça bir özlem kalır ya insan da,
boş bakışlar gidenin ardından..
bikaç güzel özel anı..
....
Tüm o güzelliklerin hayatın tadını çıkarmak varken
sessiz geceye inat neden hep uzaklara dalıp gider insan,
sessizce ağlar?
....
Yaramaz bir çocuk olup uslanmayı beklemek gibi umutlarla dolu hayat..
ama aynı zamanda acımasız..bir okadar da gaddar..
Nerde kaldı gecenin koyu karanlığında bankta oturup yıldızları seyrettiğin günler,
çimlere uzanıp gökyüzünü izlediğin anlar..?
üşüyünce çocuksu bakışlarla,tatlı gülücüklerle içimizi ısıtmak nerde kaldı?
....
Ne mi isterdim?
rüzgarla dans etmek..
ellerimle kulaklarımı kapatıp avazım cıktığı kadar bağırmak..
toprağa sıkı sıkı basarak onu hissetmeye çalışmak..
Güneş doğarken uyanmak..uyandırmak seni..
sorular sormak isterdim korkmadan,
cevabı gözlerinde saklı olurdu..
sürekli konuşmak isterdim kulağına..
Her uyandığımda hatırlamak heveslerimi
ve büyütmek onları..
Unutmak isterdim kaybettiklerimi..
Herkes saklanırken bağırmak isterdim:
-''Ben burdayım'' diye..
Her altüst olduğumda kapımda tebessümle beklemeni isterdim
ve korkmadan sormak isterdim umutlarıma:
Ne oldu bize? diye..
Ama yine de bir gün olur da kırılmış hayaller
aklına gelirse herşey için çok geç olacak
çünkü artık arkanda bıraktığın boşluk
dolmuş olacak, bir daha boşalmamak üzere..
Hiçbişiy eskisi gibi değilken
bir gerçek var
Sen de benim umudumsun
kendime kurduğum oyunumsun
cevabı yalnız gözlerde olan..
.....
Herşey bi yana özleniyorsun işte!..
azıcık soluklanmak..
hatta tuttuğum gözyaşlarımı
doyasıya salmak..
bunca yorgunluğun üstüne
koynunda sadece uyumak..
herşeyi unutmak için sana koşmak istiyorum
yüreğimi yangın yerine çevirip gitmeseydin eğer..
bu karanlık korkuyu içime ekmeseydin eğer..
giderken hep geçmişten bir parça bir özlem kalır ya insan da,
boş bakışlar gidenin ardından..
bikaç güzel özel anı..
....
Tüm o güzelliklerin hayatın tadını çıkarmak varken
sessiz geceye inat neden hep uzaklara dalıp gider insan,
sessizce ağlar?
....
Yaramaz bir çocuk olup uslanmayı beklemek gibi umutlarla dolu hayat..
ama aynı zamanda acımasız..bir okadar da gaddar..
Nerde kaldı gecenin koyu karanlığında bankta oturup yıldızları seyrettiğin günler,
çimlere uzanıp gökyüzünü izlediğin anlar..?
üşüyünce çocuksu bakışlarla,tatlı gülücüklerle içimizi ısıtmak nerde kaldı?
....
Ne mi isterdim?
rüzgarla dans etmek..
ellerimle kulaklarımı kapatıp avazım cıktığı kadar bağırmak..
toprağa sıkı sıkı basarak onu hissetmeye çalışmak..
Güneş doğarken uyanmak..uyandırmak seni..
sorular sormak isterdim korkmadan,
cevabı gözlerinde saklı olurdu..
sürekli konuşmak isterdim kulağına..
Her uyandığımda hatırlamak heveslerimi
ve büyütmek onları..
Unutmak isterdim kaybettiklerimi..
Herkes saklanırken bağırmak isterdim:
-''Ben burdayım'' diye..
Her altüst olduğumda kapımda tebessümle beklemeni isterdim
ve korkmadan sormak isterdim umutlarıma:
Ne oldu bize? diye..
Ama yine de bir gün olur da kırılmış hayaller
aklına gelirse herşey için çok geç olacak
çünkü artık arkanda bıraktığın boşluk
dolmuş olacak, bir daha boşalmamak üzere..
Hiçbişiy eskisi gibi değilken
bir gerçek var
Sen de benim umudumsun
kendime kurduğum oyunumsun
cevabı yalnız gözlerde olan..
.....
Herşey bi yana özleniyorsun işte!..
4 Haziran 2011 Cumartesi
Hayat Bazen;

Hayat bazen;
yaptığın hatalardan pişmanlık duygusu yerine
öğrenilmesi gerekeni bulup çıkardığın derslerdir
sonu ya iyi olur,ya da kötü..
Bazen hayat;
bardaktan boşanırcasına yağmurdur..
şemsiyen varsa mutlusundur,yoksa vay haline!..
Hayat bazen; matematik problemleri gibidir,
çözebilmek için ömrü boyunca uğraşan da vardır,
çözemeyen de..
Bazen, kelebeğin son kanat çırpışıdır,
tuzaktan kurtulsa güzel bir hayat onu beklemektedir,
kurtulamazsa sonu acıdır
Hayat bazen; susmaktır sessizliğe sığınmaktır..bazen inadına konuşmak bağıra bağıra..
Hayat bazen; incinmektir,yüreğinizin ağrımasıdır..
güller açması yüzünüzde, yüreğinizde bazen..
Hayat bazen; uzun bir roman gibidir,
güzel yazılmışsa sonu mutlulukla biter,
karamsarsa acı ile..
Hayat bazen; devler arenasında bir mücadeledir,
ya savaşacaksındır, ya da gözlerini sımsıkı kapatacaksındır görmemek için..
Hayat bazen; ellerin ceplerinde yürümektir,amaçsız,nedensiz öylesine..
bazen maratondur yarıştığın,rakiplerini ezip geçtiğin..
Hayat bazen; iki kez göz açıp kapamaktır.
İlkinde gözünü açarsın,
bazılarına göre güzel,bazılarına göre lanet olan şu dünyayı görürsün.
Tekrar kaparsın ve bir de açarsın ki ömür bitmiş,
yanı başında yalnız(şimdilik)ağlayanlar ve Azrail kalmış.
Ve son kez kaparsın gözlerini hayata
Ve o zaman ''Hayat Bazen'' diye birşey yoktur.
Nice Yıllara Şövalye'm..
Onu tanıdığımda istanbula alışmaya çalışan
bir yandan okuyup bir yandan çalışan bir
üniversite öğrencisiydim..
aktif,enerjik ama bir okadar da toy..
Gördüğüm en kibar,en yaratıcı,en entellektüel,
en sevgi dolu insan..
Özü sözü bir..
Yüreğin ve dilin tek vücut olduğu,
Kocaman yürekli bir dev..
Mr. Heybet!.. :)
Ondan çok şey öğrendim ve
bana çok şey kattı.
Tam bir şövalye!..
Gerçek bir İnsan!..
Hayatınızda çok az insan vardır,adını duyduğunzda gülümsediğiniz,
aradığında koşmak istediğiniz,yürekten bağlı olduğunuz,size ve hayatınıza anlam katan..
öyle ender insanlardan biri benim için..
Bay karizma!..
Çizer,oynar,sunar adam:)
1 haziran'da yazın ilk günlerinde doğan Muratların Efe'si!..
Mutlu yıllar olsun..
İyi ki varsın Rüzgar saçlı yakışıklı!
Nice Güzel Üretken Senelere!...
bir yandan okuyup bir yandan çalışan bir
üniversite öğrencisiydim..
aktif,enerjik ama bir okadar da toy..
Gördüğüm en kibar,en yaratıcı,en entellektüel,
en sevgi dolu insan..
Özü sözü bir..
Yüreğin ve dilin tek vücut olduğu,
Kocaman yürekli bir dev..
Mr. Heybet!.. :)
Ondan çok şey öğrendim ve
bana çok şey kattı.
Tam bir şövalye!..
Gerçek bir İnsan!..
Hayatınızda çok az insan vardır,adını duyduğunzda gülümsediğiniz,
aradığında koşmak istediğiniz,yürekten bağlı olduğunuz,size ve hayatınıza anlam katan..
öyle ender insanlardan biri benim için..
Bay karizma!..
Çizer,oynar,sunar adam:)
1 haziran'da yazın ilk günlerinde doğan Muratların Efe'si!..
Mutlu yıllar olsun..
İyi ki varsın Rüzgar saçlı yakışıklı!
Nice Güzel Üretken Senelere!...

Ceviz Ağacı..
Çok sevdiğim,gördüğüm en olgun,en kibar
insanın tavsiyesi üzerine mekana girdik..
Renkli ve konforlu bir ortam..
çalışanlar güleryüzlü..
Rahat bir atmosferi var,keyifli..
Herşeyden önemlisi muhteşem damağa hitap eden tatlıları..
Benim gibi inanılmaz bir tatlı düşkünüyseniz
keyifle saatler geçirmek isteyebileceğiniz çok güzel bir mekan..
Ceviz Ağacı..
sahibini tanımak istedim..
Levent Yüksel..
Ama bildiğimiz sanatçı Levent yüksel değil..:)
Babasının çalışma azmine,kabiliyetine yıllarca tanıklık etmiş
hani her babadan evlada bir öğreti kalır ya;
o bu öğretiyi başarıyla yerine getirmiş
bir oğul..
keyifli atmosferi,
lezzetli yemekleri ve tatlılarıyla
sohbet uzadı gitti..
Çok başarılı..
günlük ve taze tatlıları tattığım en muhteşem tatlılardı
içecek ve servis te aynı şekilde..
ikram ve şekerlemeleri de cabası..
ilk defa bir mekan hakkında yazı yazma ihtiyacı hissettim
çıktıktan sonra..
Eğer yolunuz koşuyoluna düşerse
biraz soluklanmak ve keyifli zaman geçirmek isterseniz
hele bir de benim gibi tatlı düşkünüyseniz
mutlaka uğramanız gereken bir adres..
insanın tavsiyesi üzerine mekana girdik..
Renkli ve konforlu bir ortam..
çalışanlar güleryüzlü..
Rahat bir atmosferi var,keyifli..
Herşeyden önemlisi muhteşem damağa hitap eden tatlıları..
Benim gibi inanılmaz bir tatlı düşkünüyseniz
keyifle saatler geçirmek isteyebileceğiniz çok güzel bir mekan..
Ceviz Ağacı..
sahibini tanımak istedim..
Levent Yüksel..
Ama bildiğimiz sanatçı Levent yüksel değil..:)
Babasının çalışma azmine,kabiliyetine yıllarca tanıklık etmiş
hani her babadan evlada bir öğreti kalır ya;
o bu öğretiyi başarıyla yerine getirmiş
bir oğul..
keyifli atmosferi,
lezzetli yemekleri ve tatlılarıyla
sohbet uzadı gitti..
Çok başarılı..
günlük ve taze tatlıları tattığım en muhteşem tatlılardı
içecek ve servis te aynı şekilde..

ilk defa bir mekan hakkında yazı yazma ihtiyacı hissettim
çıktıktan sonra..
Eğer yolunuz koşuyoluna düşerse
biraz soluklanmak ve keyifli zaman geçirmek isterseniz
hele bir de benim gibi tatlı düşkünüyseniz
mutlaka uğramanız gereken bir adres..

Kaydol:
Kayıtlar (Atom)