30 Nisan 2012 Pazartesi

Kıskançlık serüveni..

Öyle rahat ve öylesine huzurlusundur                                              

ki                                                  

gözün hiçbir şeyi görmez..

seviyorsundur çünkü delicesine..

yüreğinde huzur ve sevgi kol kola dans ediyordur

Beraberlik büyüsü sarmıştır seni

ve asla zarar görsün istemiyorsundur..

Aşıksındır..

ötesi yok..

'O' nu hayatının merkezi yaparsın..

Herşeyinle önemsersin..

Zamanla

Sevdiğin adamın artık yürüyüşünden

'merhaba' demesinden bile nasıl oldugunu, naptığını anlarsın..

Çözmüşsündür..

Hareketlerinden davranışlarından

bir şekilde hissedersin

Bir kadının hisleri her zaman kuvvetlidir

Özellikle önsezileri..

Bir gün aniden  kalkar hiç yapmadığın

birşiy yaparsın..hatta asla tasvip etmediğin..

öylesine..

istemsiz..

sıradan bir merak ile ' cep telefonuna' bakarsın..

Bir bakarsın ki kale gibi güvendiğin adam arkandan dünya kadar

iş çevirmiştir..

İçini huzursuzlukla birlikte üzüntü kaplar..

Önce kondurmazsın..

deli gibi seviyorsun çünkü..

'yapmaz benim aşkım' dersin..

kendini suçlarsın hatta..

Aradan zaman geçer..

Birkaç ay sonra

o endişe ve huzursuzluk girmiştir yüreğe artık bir kere,

bu sefer açık bilgisayarda maillerine denk gelirsin

'dur bir bakayım' dersin..

Gördüklerin nefes almanı zorlar..

Deliye dönersin..

Beynini fareler kemirir sanki..

Kalbin yerinden çıkacak gibi olur..

'Bunu bana nasıl yapar' dersin..

'Bu sevgiye karşılık,bunu bana bu aşka nasıl yapar?''

Artık tedirginsindir..

O huzur ve sevginin cirit attığı yürekte

huzursuzluk, tedirginliği ve endişeyi beraberinde getirmiştir.

O seven,rahat kadın gitmiştir,

içte bir yerlerde bişiyler yara almıştır artık

Tahta kurusu gibi yiyip bitiren düşüncelerle başbaşasınızdır artık..

Onu kaybetme endişesi sarar benliğinizi..


Terk edilme/etme ihtimalleri oluşur kafanızda..

sorular çoğalır..'Acaba' lar artar..

Açık ve belirli değildir hiçbirşey kafanızda..

Ama 'Aşkın gözü kör' dür..

Ona aşıksınızdır..herşeye rağmen hala tüm benliğinizle seviyorsunuzdur

ve sevgi için emek gerek,fedakarlık gerek inanıyorsunuzdur

Devam edersiniz..

O kadar çok dünyanız olmuştur ki artık,

kopmak istemezsiniz..mücadele edersiniz..

 Bu süreçte herşeye rağmen sizi üzme ihtimali olan sevgilinin her davranışı,

her sözü sadece ve sadece kıskançlık süzgecinden geçirilecektir.

İlişkinizin ilk yıllarındaki minik oyunların, aşka katılan tadın sebebi olan kıskançlık,

sevgiliye düşmanlık duymanıza neden olacaktır artık.

Öfke duymanızla birlikte içinizdeki şiddeti körükleyecektir

Görmezden gelmek hep sonraya ait engel olucaktır..

İçinizdeki endişeleri bastırırsınız..

Başka şeylerle ilgilenir gibi görünmeniz,

ya da odak noktanızı başka şeylere yönlendirmeniz faydasızdır

Bu duygulardan kaçmaya çalıştıkça daha da sizi sarar..

İşin kötüsü delice sevdiğiniz adam tüm bunlara neden olduğu yetmiyormuş gibi

sizin rahatlamanız tüm bunlardan kurtulmanıza zerre kadar yardımcı olmadığı gibi

aksine daha da kıskanç daha da şüphelenmenizi sağlayacak davranış

ve tutumlar içerisinde olur

İçten içe de zevk alıyordur bu durumdan..

İşin daha vahimi tüm çevresine de sizi kıskanc bir kadın olarak

lanse eder..kötüler..

Bunları duydukça ayrılığa değil,

haksızlığa üzülürsün..

Yücelttiğin adamın aslında bireysel,sadece kendini düşünen,

takıntılı,özenti,aşka ve sevgiye uzak katı bir adam olduğunu görür

tamamen kendini suçlar soğursun..

Mantıklı seven kadını bu hale getirip

sonra 'kıskançsın' diyip sıyrılır

sızlanır bir de..

Zerre iplemez seni..bulunduğun durumu..

Tırnağını kıpırdatmadığı gibi

daha da arsızlaşır gün geçtikçe pişkince üstelik

devam eder sizi yıkan davranışlara..

Her endişeniz de her 'dedektiflik' kalkınmanız da

eli boş ta dönmezsiniz üstelik..

Bir kere de tersi olsa da suçluluk hissetsem dersiniz

ama hep haklı çıkartır sizi..

Her seferinde daha beteri ile karşılarsınız

Daha yıkıcı..daha zedeleyici..

Yanlış, yanlış üstüne eklenir…

Üstelik artık öyle bir noktaya gelir ki

denk gelmek istemezsin..

Korkarsın..tekrar yıkılmak

üzülmemek için..

Görmek bilmek istemezsin..

Üç maymunu oynamaya başlarsın..

Aklınıza mukayet olamazsınız..

'Mantık abidesi' kadın gitmiştir

akıl ve mantıktan bir müddet sonra

kişilik ve benlik te tatile çıkar..

Uğruna yapılan fedakarlık ve özveriler artık sizi hapsetmiştir

Artık 'ceptesinizdir'

Üstelik karşı tarafta bunun öyle bir farkındadır ki

kukla gibi oynar sizinle..

Çünkü kadın; onlarca talip içinden sevip-sevileceğini seçer,

 gerisini reddeder, erkek; onlarcasının peşinde koşarken onu seçeni kaybeder..

Bu böyledir..

Ona öyle değer verir,öyle yüceltirsiniz ki -aslında gereksiz yere-

adam artık tepededir ve daha fazla şey ister,gerisini merak eder..

Her yutkunmanız her susuşlarınız

daha beter bir can yakmaya altyapı hazırlamaktan başka bişiy değildir çünkü..

Siz sevgiliyi kaybetmeme uğruna değişmeye çalıştıkça

yüreğinizdeki huzursuzluk sizi yerinizde bir dakika bile oturamaz hale getirir.

Üstelik değişmek uğruna yapılan hatalar sevgiliyi kaybetme ihtimalini daha da güçlendirir.

Yüreğiniz tamamen teslim olmuşsunuzdur artık.

Bu noktaya nasıl geldiğinizi hatırlamazsınız bile.

Hangi olay, hangi kişi neden olmuştur bir önemi de yoktur artık.

Biriken üzüntü yıkılmalar

geceler boyu ağlamalar tartışmalardan sonra

öyle bir boyuta gelir ki artık

şiddet yavaş yavaş kendini göstermeye başlar.

Zarar verme dürtüsü sarar..üstelik ikinizi de..

Nefret ve Aşırı sevgi dip dibe durur..

Bu duygudan kurtulmanın tek yolu,

 bütün bunlara konu olan sevgiliden kurtulmaktır.

Aslında suç sendedir

Terapiye gittiğim zaman psikolog şöyle dedi birgün:

''Onun bu hareketleri yapması yada sana göre pişmanlık duymaması

özür dilememesi yada devam etmesi değil dert,

senin idrak edebilmen..O böyle..mesele senin ne istediğin?''

Evet haklıydı,

Bu bir tutsaklıktır..

sevgilinin diktiği ama üzerinize tam oturmadığını bildiğiniz halde giymekte ısrar ettiğiniz

aşk giysisini çıkarmanın zamanıdır

Ve bundan kurtulmanın zamanı çoktan gelmiştir..

Ve elbette size uyan,sizi gerçekten sevip değer verecek olan biri

bir yerlerde sizi beklemektedir!...


 






Hiç yorum yok: