13 Eylül 2011 Salı

karalamaca...





Sessiz bir gece
                                                                                    
Sakin..

Eylemsiz..

Dudaklarında -küfür gibi- kayboluşlarını

ısırıyorsun..

Anlaşılmaz sancılar yüreğinde..

Sessizliğin alıyor..

Kahkası kalıyor siluetinde

arınmaz saklanışların..

Hüzün gözyaşlarına dokunuyor

Ruhunda dalgalanmalar..

Yüreğin acır..

Duyulmaz..

Gözlerin ferinde uçurumlar..

Ruhunu altüst eden kül sözcükler

taşınmaz dertler

Ağır gelen sinirli akşamların..

Sancılar, iç çekmeler..

Ağlamak fayda etmez

Üşürsün..

Geceye uzanır ruhsuz bakışların

vücudun ters tepkiler verir

Ellerin her milimetresi sızlar

Vücudunun dili tutulur


Bir ayıpsız, sürgün dolunay..                                                                     

Gözlerini kefenlersin hasrete,

yakınına iliştirirsin hayatın..

Kalbin delice çarpar,

boğazın düğümlenir

hayatında hiç düğümlenmediği kadar

Küfredersin geceye

ve herşeye..

Gökyüzünün seyrinde

şizofren güncen..

zaman ilerledikçe

akrebin intiharı nefsinde..

kanıtarak tüm yalnızlığını

kalbine bastırırsın..

derine..

daha da..

.........

Acıya dimdik duruyorum

Zulamda delilik gömleği -nasılsa-

saklanıyorum..

her kaybedişin arkasındaki

terkedilişleri çoğaltan sese..

avuç içimde kanayan aşklara

kendi küllerimi bastırıyorum..

Yazgımda yatıya kalan hicran

ve sükunet..

Kendi sessizliğimde yok olmak istiyorum..

Eskiyen yanlarıma aşk yamaları ekliyorum,

ovup duruyorum ara ara..

Ardıma yığılan kırıntılarla..

aklımın satırlarında çiğnediğim unutulmuşluklar

yuvarlanıyor tepetaklak tüm yaşam..

zaman duruyor..

Ruhunda bir onu bir kendini okurken;

Acı seni terketmiyor

Ve Aşk;

görmüyor,duymuyor,işitmiyor

siz karanlık bir gecede

çığlık atarak boğulurken...










Hiç yorum yok: