26 Eylül 2012 Çarşamba

bodoslama

Neden erkekler sevgilerini kaybedince anlarlar?!

Bu neden böyledir?!

seversin ,değer verirsin saygı duymaz  sana,

ama seni kaybedince, başkasıyla mutlu oldugunu görünce

bunu neden hazmedemezler,neden ellerindeyken değer bilmezler?!

Sen çoktan hayatına devam eder durumda,

hatta artık nefret bile etmez boyuttasındır,

o kadar sıradanlaştırmışsındır..

Ama bir bakarsın,

köprünün altından çok sular geçmesine rağmen

pişmanlıkla hazımsızlık karışımı bir duyguyla

sürekli ama arkadaş cevrenle

ama öyle ama böyle karşına çıkmaya çalışıyor..

Anlamaya çalışıyorum bu durumu..

Kişinin karsısındakıne egoları yuzunden gerektıgı kadar deger veremedıgını

anlayarak pişmanlık duyma halini nasıl adlandırabiliriz;

anlam veremiyorum?!

bodoslama sanırım bu ruh halinin adı :p

yine egosuna yenilerek geri dönüp af dileyen de var,

egosunun peşinden giderek gurur altında kendine kahır eden de..

hangisi doğru bilinmez..

ama bildiğim birşey var : sevginin değerini bilecek ve ona göre yaşayacaksın!


hayat maratonunda bir koşuşturmaca içinde yaşıyoruz.

anlık heyecanlarla geçiyor zaman.

yaşadığımız bu hayatta yanlışlarımız da oluyor,

kalp kırmalarımız da, iyiliklerimiz de, üzülmelerimiz de...

ama hayat iyi bir öğretmendir diye klasik bir laf vardır.


 er ya da geç öğrenmeniz gerekenleri tek tek beyninize kazar.

umursamadığınız yanlışlarınızı, kırdığınız kalpleri,


anlık öfkenin sonucunu size o an göstermez.

sabırlı bir öğretmen gibi mesajın iyi anlaşılacağı anı bekler.

o anda bilir ki geri dönüşü olmayan andır.

kırılan kalbin telafisinin,

hataların düzelmesini sağlayacak fırsatlar uçup gittiğinde

yani elindekileri kaybedince öfkenin sonucunun,

hiçe saymanın, kalp kırmanın

sevginin bedelinin ne demek olduğunu çok iyi öğreniriz.

aklımızdan çıkmaz bir daha.

ölüm, hastalıklar, kazalar... hepsi bu öğretmenin ders konuları.

hayat, içinde sadece anlık mesajlar içeren uzunca bir film.


ve bu filmde her şeye sahip olarak başlıyorsunuz.

sonra her şey tek tek elinizden gidiveriyor.

ve siz tek tek sahip olduklarınızın önemini,

özelliğini anlıyor ve mesajını alıyorsunuz.


rutinliğinde yaşarken belki farketmiyorlar,

hayatlarında her şey yerli yerinde ya,

ellerinin altında,

ve bir anda bazı şeyleri kaybedince,

eksikliğini hissedince önemini anlıyorlar sanırım..

ama iş işten geçmiş oluyor..insan acıya sürüklenmiş

kırılmış, acılarla yüzleşmiş ve sıradanlaştırmış oluyor

yaşamaları gerekiyor sanırım yine de bunu..


 ama yine de gönül ister ki,

bazı şeyleri kaybetmeden önce

 anlayabilsin insanoğlu..


işin özeti :: abanın kadri yağmurdan önce bilinsin!..:)


sevgiler :)



Hiç yorum yok: